İstanbul Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu’nun da aralarında
bulunduğu 90 kişiye yönelik
yürütülen soruşturmada her
türlü verinin iktidar
medyasına önceden
verilmesi hukuk
kurallarını altüst
etti.
Ankara Barosu
Başkanı Mustafa
Köroğlu, kamuya
mal olmuş kişilerle ilgili adli
işlemlerin basının konusu
olabileceğini ancak önceden bilgi
verilmesinin “soruşturmanın
sıhhatini, lekelenmeme hakkını ve
masumiyet karinesini ihlal ettiğine”
dikkat çekti. Soruşturmalara
ilişkin Cumhuriyet’e açıklama
yapan Köroğlu, Ceza Muhakemesi
Kanunu’na (CMK) göre kural olarak
soruşturmaların gizli olduğunu
vurguladı.
Soruşturmanın selameti,
şüphelinin haklarının korunması
açısından gizlilik ilkesinin esas
olduğunu belirten Köroğlu,
“Medya organlarında savcılık
dosyalarından veya soruşturmaya
dair bilgiler yayımlanıyorsa,
açıkça soruşturmanın gizliliği ve
masumiyet karinesi ihlal ediliyor.
Bu tür ihlaller yargılama sürecini
etkilemekte ve adil yargılanma
hakkını zedelemektedir”
değerlendirmesini yaptı.
YARGIYA DIŞARIDAN MÜDAHALE
Soruşturma evraklarının
sanık, savunma ve şikâyetçiler
dışında kimseye açık olmaması
gerektiğini anlatan Köroğlu,
“Bu bilgilerin bir kesim
medyaya sızdırılması
veya propagandaya
dönüştürülmesi yargıya
dışarıdan müdahale
anlamına gelir ve adil
yargılanma hakkını ihlal
eder. Bu haliyle dahi
Anayasa Mahkemesi’ne ihlal
başvurusunda bulunulabilir. Ayrıca
yayın yapan kanal ve kişilerle ilgili
suç duyurularında bulunulması da
mümkündür” dedi.
‘KAMUOYU BASKISI YARATIR’
Köroğlu, yargılanması
tamamlanmamış, hakkında
kesinleşmiş bir hüküm
bulunmayan kişilerin medyada
“suçlu” gibi gösterilmesinin
masumiyet karinesine açık saldırı
olduğunu kaydetti. Savcılık
ve soruşturma belgelerinin
kamuoyunda bir yargılamaya
dönüştürülmesinin
yargısız infaz anlamına
geldiğini vurgulayan
Köroğlu, “Medyada bir
kişinin suçlu olduğuna dair
yargısız infaz yapılması,
kamuoyu baskısı yaratır
ve yargının bağımsızlığına
gölge düşürür. Yargılama
yetkisi sadece mahkemelere
aittir. Bir kişinin yıllık izinde
olduğu bilinmesine karşın ‘firari’
olarak tanıtılması açık bir kişilik
hakkı ihlalidir. Kişinin toplum
nezdinde itibarını zedeleyen bu tür
yanlış bilgilendirmeler hem ceza
hukuku hem de tazminat hukuku
bakımından sonuç doğurabilir.
Bu durumlar da kişilik haklarının
ve masumiyet karinesinin
doğrudan ihlali anlamı taşır.
Yargısız infaz niteliğindeki medya
yargılamalarıyla kişilerin suçlu gibi
gösterilmesi hukuk devletini de
tehdit eder” dedi.