Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdiğim ilk günlerde gündemimde doğal olarak, ne iş yapmalıyım, mesleğime nereden başlamalıyım sorusu vardı. Ziraat mühendisliği o dönemde günümüze göre toplum gözünde çok daha saygın bir konumdaydı ve işe giriş olanakları çok zengindi. Mezuniyetimin daha ilk haftasında bir gün, öğrencilik döneminde benim gibi toplumsal – mesleki konulara duyarlı öğrenciler arasında çok popüler olduğu için adını ve çalışmalarını yakından bildiğim ancak farklı bir bölümde öğretim üyesi olduğu için hiç öğrencisi olmadığım hatta hiç el sıkışmadığım Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim beni odasına görüşmeye davet etti.
Evet, bu davet benim yaşamımda önceden hiç düşünmediğim, hatta hayalini bile kurmadığım bir yeni ve aydınlık yolu önüme açtı. Mülayim hoca yeni profesör olmuş ve dekanlığa bağlı olarak yıllar önce kurulmasına karşın gelişme gösterememiş Tarımsal Yayım ve Haberleşme kürsüsüne idari görevle atanmış. Bana, seni Talebe Cemiyeti Başkanlığı yaparken yakından izledim, gel burada asistanlık sana yakışır diyordu. Böylece akademisyenliğe adım attım.
Mülayim hocanın doktora yöneticiliğinde yeni bir mesleki alanda öğrenmenin hazzını yaşarken ve atanmamın üzerinden daha üç yıl geçmeden hocam 1973 Genel Seçimlerinde CHP Samsun Senatörü olarak seçildi. Senatonun Dış İlişkiler Komisyon Başkanlığını da içeren altı yıllık görev süresi sonrasında fakülteye döndü. Emekli olduğu 1999 yılına dek kooperatifçilikte öncü bir bilim insanı olarak öğretim üyeliğini sürdürdü.
Değerli hocamla yakın ve sıcak ilişkimiz yukarıda değindiğim, beni görüşmeye çağırdığı ilk günden bu yana kesintisiz devam etti. Ama ilişkimizde en yoğun dönem 2016 yılının sonlarında başladı. Mülayim hoca geçirdiği bir beyin ameliyatı sonrasında, anılarını yazmaya ve yayınlamaya karar vermiş, hiç yitirmediği coşkusu ve yaşam sevinci doruğa çıkmıştı. Notlar alıyor, yazıyor, çalışıyor, çalışıyordu. Giderek artan bir coşkuyla anılarını topladığı Senatör, Cumhuriyet Kitapları tarafından 2019 eylül ayında yayınlandı. Büyük bir beğeni ve ilgiyle karşılanan Senatör’ün ikinci baskısı da kısa süre sonra Cumhuriyet Kitapları arasında yer aldı.
1932 doğumlu Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim, Senatör kitabıyla “artık tamam bu benim son çalışmam” demedi. Doksan yaşını geride bırakırken çok önemli bir esere daha imza attı. Cumhuriyetin yüzüncü yılına çok yakışan ve değeri hiçbir dönem azalmayacak olan; Atatürk ve Kooperatifçilik kitabını topluma kazandırdı. Bu eser, 2022 yılında hocamızın birçok ders kitabının da basımını gerçekleştirmiş olan Yetkin Yayınlarının tarafından yayınlandı.
Kooperatifçilik alanında öncü bir bilim insanı olmanın yanında Atatürk’ün kurduğu partide parlak bir siyasi kariyere sahip olan hocamız aynı zamanda çeşitli sergiler açmış olan başarılı bir ressamdı. Mülayim hoca 2023 yılı başında Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu Sergi Salonunda Cumhuriyet Vakfı yararına, yapıtları çok ilgi gören ve tümü satılan bir suluboya resim sergisi açtı.
Mülayim hocam bu görkemli sergiyle de durmadı. Ve yıl 2025, Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim Senatör ile başladığı izlenmesi bile nefes kesici olan büyük yürüyüşüne devam ediyor. Topluma armağan üstüne armağan sunuyor. Bu yazının başlığında yer alan TÜRK TARIMI NASIL KURTULUR kısa süre önce yine Yetkin Yayınlarından çıktı.
Kitap, sunuş yazısı ve iki bölüm ile eklerden oluşuyor. Birinci bölümde Mülayim hocanın Prof. Dr. Aylin Çiğdem Köne ile yaptığı çok canlı bir söyleşi yer alıyor. Kitabın elli sayfasını kapsayan bu söyleşide, Mülayim hoca kooperatifçiliğin tarımsal kalkınmanın neden olmazsa olmazı olduğunu açık bir şekilde anlatıyor. Bir kooperatifçilik duayeni olarak kooperatif hareketin başarısının beş temel anahtarı olduğunu vurguluyor. Bunları; finansman, üst örgütlenme, eğitim – araştırma, mevzuat ve denetim sıralayarak her birinin nasıl yapılanması gerektiğini açıklıyor.
Bu bölümün söyleşi biçiminde düzenlenmesi, hocanın kimi anılarını ve sunduğu örnekleri içermesi nedeniyle okumayı kolaylaştırıyor ve renklendiriyor. Kooperatifçilik konusunda uzun yıllardır ders kitabı yazmış ve yayınlamış olan Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim’in 93 yaşında aynı konuyu öncekilerden çok farklı biçimde sunabilmesi, ders kitabı ile toplumla paylaşmak için kitap yazma arasındaki farkı bu denli güzel ortaya koyabilmesi ancak onun içinde hiç eksilmeyen çalışma coşkusu, yaşam sevgisi ve toplumsal duyarlılığı ile açıklanabilir diye düşünüyorum.
Kitabın ikinci bölümü ise çoğunluğu Cumhuriyet Gazetesinden olmak üzere gazete yazılarından geniş bir seçkiyi içeriyor. Bu seçkide yer alan gazete yazılarının belirlemek için hocamızın harcadığı büyük emeğe yakından tanık oldum. Bu süreçte her bir yazı üzerinde titizlikle durduğunu, birçok yazıdan oluşan ilk listeyi oluşturduktan sonra, çok hassas kriterlerle elemeler ve tercihler yaptığını yakından biliyorum. Her bir yazı hem hocamızın ilk bölümde yer alan söyleşideki görüş ve önerilerini destekliyor hem de yazıldığı döneme ait yaşanmışlıkları canlandırıyor. Bence ikinci bölüm “bunlar eskiden yazılmış olanlar” diye önemsiz görülmemeli tam tersine söyleşinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilmelidir.
Kooperatifçilik alanında bilimsel çalışmaları ve toplumla paylaşımlarıyla her zaman yolumuzu aydınlatan bir duayen olan Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim hocama, kısaca değinmeye çalıştığım bu son kitabı için şükranlarımı sunuyor, sağlıklı, huzurlu ve verimli nice yıllar diliyorum.