haberspot.com.tr

‘Tonguç Baba’nın yitirilişinin 65’inci yılı… – Son Dakika Türkiye Haberleri

Contents‘HEPİMİZ BU TOPRAĞA BİN BİR YERİMİZDEN BAĞLANMIŞIZ’‘ASLANLAR YÜRÜMÜŞ TARİHİMİZDE’ Köy Enstitülerinin mimarı ve eğitim devrimcisi İsmail Hakkı Tonguç, aramızdan ayrılışının 65’inci yılında anılacak. Yeni Kuşak

Haber Spot
4 Dk Okundu

Köy Enstitülerinin mimarı ve eğitim devrimcisi İsmail Hakkı Tonguç, aramızdan ayrılışının 65’inci yılında anılacak. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, yurttaşlarca “Tonguç baba” olarak da bilinen İsmail Hakkı Tonguç anısına bir metin paylaştı. Metinde, Tonguç’un köy enstitülerini kurma düşüncesi aktarıldı. 18 Ekim 1938 tarihinde Akşam Gazetesi’nde yayımlanan bir haberle, dönemin Türkiye Kültür Bakanlığı İlk Tedrisat Umum Müdürü olan Tonguç’un niçin köy enstitülerini kurma kararı aldığı anlatıldı. Metinde, Tonguç’un Bulgaristan’daki ilköğretim kurumlarını ve eğitim anlayışını inceleyip, notlarını aldıktan sonra, Macaristan ve Almanya’da da benzer incelemelerde bulunarak 1935 yılında Bulgaristan’daki okuma oranının yüzde 93,1, ülkemizde ise aynı yıl oranın yüzde 15 olduğunu gördüğünde, 41 bin köyün, 9 binini dolaşıp ondan sonra ülkemizdeki korkunç durumdan kurtulmanın yolu olan Köy Enstitüleri sistemini şekillendirdiği aktarıldı.

‘HEPİMİZ BU TOPRAĞA BİN BİR YERİMİZDEN BAĞLANMIŞIZ’

Metinde, Tonguç’un 1944 yılında Ankara Maarif Matbaası’nda basılan “Köy Enstitüleri II” isimli kitabında çok açık bir dille eğitimden ne anladığını anlatır. “Köy Eğitim ve Öğretiminin Amaçları” başlıklı yazısında yazdığı,  “Halka medeni bir insan topluluğu halinde yaşamanın ilk bilgilerini öğretme ve bir memlekette halk idaresini gerçekleştirme şartlarının en önemlisi, geniş anlamlı ilköğrenimi parasız ve mecburi kılmaktır. Bireyleri bu çarktan tamamen geçirilememiş milletlerde halkın kendi kendisi idare etmesi mümkün olamamıştır. Bir ulus halk idaresini kuramadığı takdirde onun mukadderatı tek insanın veya küçük bir insan kümesinin eline geçer” ifadeleri yer aldı. Daha sonra Tonguç’un haklı çıktığı ve Köy Enstitüleri’nin kapatıldığı anımsatılarak Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun gazetemiz Cumhuriyet’te yazdığı bir yazı örnek gösterildi. Yazının şu kısımları alıntılandı:

“Anadolu’ya ne zaman çıksak hiç durmadan sizi hatırlarız. Siz bu memleketi bizden daha mı çok seversiniz? Halikarnas Balıkçısı denizi Şefik Kaptan’dan daha mı çok sever? Denizi onun kadar, bu memleketi sizin kadar seven en az 25 milyon kişi daha vardır aramızda. Hepimiz bu toprağa bin bir yerimizden bağlanmışız. Kuş yuvasını bırakıp gider, kuzu anasını. Biz ne kuşuz, ne de kuzu. Ama içimizden kaç kişi çıkar da kendisini bu yurda bin bir yerinden bağlayan bağları tel tel, iplik iplik, damar damar sayıp dökebilir? Hepimiz, denizdeki balık misali bu sevginin içindeyiz. Ama çoğumuz; hatırı sayılır büyük çoğunluğumuz, bu sevgiyi, elle tutulur, gözle görünür hale koyamayız (…) Sevmek başka şey, sevgisini kendi elleriyle yoğurup, ona bir çeki düzen, bir biçim vererek “İşte, buyurun” diye uzatabilmek bambaşka. Eğer biz, kuş uçmaz kervan geçmez Anadolu yollarında hep sizi hatırlıyorsak bunun içindir. Bizler, Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençlik “Köylü efendimizdir!” sözleriyle uyandık ve köy meselemizi ilk önce büyük bir sevgi, büyük bir anlayışla ele alan aydınlarımızın başında sizi gördük.”

‘ASLANLAR YÜRÜMÜŞ TARİHİMİZDE’

Tonguç’un Eyüboğlu’na verdiği yanıtın paylaşılmasının ardından Tonguç’un bir mektubundan “Bugünkü duruma gelebilmek için aydınlarla sanatçılar çok emek harcamışlar, ülküleri uğruna savaşlar vermişler. Bizde henüz bu türlü insanın sayısı pek az. Aydınlarımızın çoğu geçilmesi rahat yolları kollayıp oralara sapıveriyorlar; dikenleri temizlemek zor geliyor. Batılı aydın insan zorluklarla çarpışa çarpışa yaşamaktan zevk duyan diri kişi seviyesine ulaşabilmiş. Köy Enstitüleri işte bu tip insanı yaratmak amacı güdüyorlardı. Yok edilmeye çalışılan değer budur. Uyuşuk, vurdumduymaz, cansız-kansız yaratıkları yetiştiren kurumlara kimse ses çıkarmıyor. Batılılarla aynı hizaya gelebilmek; diri bir ulus olarak onların yanında yer alabilmek için sırtımıza Ortaçağın taktığı kamburları atmamız gerekiyor” ifadelerine yer verildi. Metin, “Sanki 68 yıl önce değil de geçen hafta yazılmış gibi değil mi bu mektup? Aslanlar yürümüş tarihimizde, aslanlar! Köpekten başka hayvan görmeyenler için hiçbir şey ifade etmeyen Tonguç gibi aslanların ayak izlerine basa basa yürümeye devam ediyoruz! Namuslu ve yorgun ayaklarımızı en sevgililerimiz kesmeye çalışsa bile” cümleleriyle sonlandı.

Bu Makaleyi Paylaşın
Yorum bırakın

Bunlara da Göz Atabilirsiniz.

T.C. İSTANBUL ANADOLU 22. SULH HUKUK MAHKEMESİNDEN

İ LAN T.C. İstanbul Anadolu 22. SULH HUKUK MAHKEMESİNDEN TASFİYE MEMURLUĞU BASİT…

Haber Spot Haber Spot

TIBBİ MALZEME SATIN ALINACAKTIR – Takvim

TIBBİ MALZEME SATIN ALINACAKTIR DEVLET HASTANESİ-BAŞAKŞEHİR SAĞLIK BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCILIKLARI :Hastanemiz Biyomedikal,…

Haber Spot Haber Spot
Abone Olanlar Okuyor

AIDS şüphesinde ilk adım: Test yaptırmak için bilmeniz gerekenler! – Son Dakika Sağlık Haberleri

Irak’ın yeniden inşasına türkler talip oldu

Süper Lig ekibinden istifa iddialarına yanıt!