Milli Eğitim Bakanı Tekin, Bahçelievler’de Pullman Otel’de düzenlenen Türkiye Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, bugün eğitim ve öğretim yılını Türkiye’nin dört bir yanında büyük bir emek, sabır ve fedakarlıkla tamamladıklarını söyledi.

Eğitim-öğretim süreçlerinin sağlıklı, güvenli ve verimli biçimde yürütülmesi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde imkanları seferber ettiklerini ve sahada kararlılıkla çalıştıklarını dile getiren Tekin, “Şimdi milyonlarca evladımız, bir yıl boyunca gösterdikleri gayretin karşılığında karnelerine kavuşmanın heyecanını yaşıyorlar. Bu vesileyle, yıl boyunca fedakarca çalışan, çocuklarımızın hem akademik hem de ahlaki gelişimine rehberlik eden kıymetli öğretmenlerimize en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Her şartta evlatlarının arkasında duran, sabırla ve inançla bu yürüyüşe eşlik eden anne babalara, velilere şükranlarımı sunuyorum. Ve elbette gayretleriyle hepimize umut veren, öğrenmeye açık zihinleriyle geleceğimizi şekillendirecek olan sevgili öğrencilerimizi gönülden kutluyorum” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Tekin, bugün dünyanın, teknolojinin her alanında yeni bir denge ve yeni bir yön arayışı içinde olduğunu anlattı.

Yapay zekadan biyoteknolojiye, dijital ekonomiden uzay çalışmalarına uzanan her bir başlığın hem kalkınma stratejilerinin yeniden kurgulanmasına hem de insanlığın vicdani pusulasının farklı bir zeminde yeniden sorgulanmasına sebep olduğuna değinen Tekin, Türkiye olarak biz de bu tablo karşısında yönünü kaybetmeyen, ilkeleriyle yol alan bir anlayışı tercih ettiklerini aktardı.

“Üretimi insanlığın hayrına kullanmayı önceleyen bir bakış açısıyla hareket ettik”

Bakan Tekin, “Eğitim sistemimizi inşa ederken teknolojiyi merkeze alan ama ona teslim olmayan, dijital yeterliliği önemseyen ama değer inşasını ihmal etmeyen, üretken bireyler yetiştirmeyi hedefleyen ama bu üretimi insanlığın hayrına kullanmayı önceleyen bir bakış açısıyla hareket ettik” ifadelerini kullandı.

Bir ülkenin asıl gücünün sahip olduğu donanımlı evlatlar, pusulasını kaybetmemiş ve ahlaki meşruiyetini koruyan nesiller olduğunu aktaran Tekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yıllar boyunca bu millete reva görülen tüm ambargoları “Biz yaparız” iradesiyle aşmayı başaran Türkiye’nin bugün aynı kararlılığı maarif alanında da ortaya koyduğunu kaydetti.

Tekin, “Sınıfta bir öğrencinin zihnine umut yerleştiren öğretmenimizin gayretiyle, savunma sanayisinde yerli mühimmat, İHA, SİHA ve uydular geliştiren mühendislerimizin iradesi aynı kaynaktan beslenmektedir. Milli bilinçten, inançla yoğrulmuş bir öz güvenden ve sorumluluk duygusuyla pekişmiş bir adanmışlıktan… Bu adanmışlığın bizi getirdiği nokta, Anıtkabir’deki bayrak direğinin ipinin ithal edildiği Türkiye’den KAAN’ların ihraç edildiği bir Türkiye’dir” diye konuştu.

Bu irade sayesinde bugün eğitimde kendi dijital içeriklerini üreten, sınıflarında yerli yazılımlar kullanan, öğretmen ve öğrencilerine özgün sistemler sunabilen bir altyapı kurduklarına dikkati çeken Tekin, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Dijital Ekosistemi’ diye adlandırdığımız bu yapıda, FATİH projesinden Bilişim Teknolojileri Sınıfları’na, Yenilikçi Sınıflar’dan Dinamik Ders Dili’ne, EBA’dan MEBİ’ye, ÖBA’dan TEA’ya, Velivizyon’dan HEMBA’ya dek uzanan araç ve platformlarla her kademede öğretmen, öğrenci ve velinin dijital beceri, içerik ve destek ihtiyaçları kesintisiz biçimde karşılanmaktadır” değerlendirmesini yaptı.

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli köklü bir zihniyet dönüşümü”

Eğitimde de istikamet sahibi olmanın da milli güvenliğin asli bir unsuru olduğunu vurgulayan Tekin, şunları kaydetti:

“Bu yüzden Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizi çağın tehditlerine karşı fikri duruşu olan, eğitimde milli bir yön tayin eden köklü bir zihniyet dönüşümü olarak kurguladık. Bugün görüyoruz ki dünyada yaşanan her bir gelişme, modelimizi daha anlamlı, daha vazgeçilmez kılmaktadır. Bu vizyonun zamanın ruhunu ne denli sahih bir biçimde kavradığını teyit etmektedir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizle kod yazma becerisi kadar kültür kodlarına vukufiyeti olan, yapay zekayı kullanırken vicdanıyla düşünebilen bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu anlayışla ‘TEKNOFEST Kuşağı’ gençlerimizi teknik yetkinliklerle donatmanın ötesinde tarihi bir yürüyüşün, fikri bir dirilişin ve insanlığın geleceğini omuzlama sorumluluğunun öznesi kılmak istiyoruz.”