İş cinayetleri ve
çocuk işçi ölümleri
Türkiye’nin
gündeminden
düşmüyor. İşçi Sağlığı
ve İş Güvenliği
Meclisi’nin (İSİG)
raporlarına göre 2024’te
14 yaş ve altı 22 çocuk,
15-17 yaş arası 49
çocuk/genç işçi iş
yerlerinde yaşamını
yitirdi. Bu yılın
başından beri tespit
edilebilen çocuk işçi
ölümü ise 19 oldu.

Niğde’de Bor Karma
ve Deri İhtisas Organize
Sanayi Bölgesi’nde geri
dönüşüm fabrikasında
çalışan 14 yaşındaki
Abdurrahman Özkul,
kolunun makineye
sıkışması sonucu
yaşamını yitirdi.
Suriyeli göçmen 14
yaşındaki Yusuf Mısri,
Konya’nın Beyşehir
ilçesinde kuyu açma
işinde çalışırken
sondaj makinesi
borusu yerinden
çıktı. Mısri, borudaki
halat kancasının
başına çarpmasıyla
yaşamını yitirdi.
Kayseri Sarıoğlu’nda
kum ocağında çalışan
Mehmet Özarslan (17)
iş makinesinin bakımını
yaparken Kızılırmak
Nehri’ne düştü.
Özarslan’ın cansız
bedenine 26 saat sonra
ulaşıldı. Şırnak’tan
çalışmak için Antalya’ya
giden Yakup Taşar 17
yaşındaydı. İşyerinde
yaşamına son verdi.

Çalışmak zorunda
bırakılan çocuklar
işyerlerinde sağlık
sorunları yaşama ve
yaralanma riskleriyle
de karşı karşıya.
Gaziantep’te
16 yaşındaki
Halil
Kırpaç, elini
makineye
kaptırması
sonucu üç
parmağını
kaybetti.

İSİG
Meclisi
Koordinatörü
Murat Çakır ve
Derin Yoksuluk Ağı
Kurucusu Hacer
Foggo Cumhuriyet’e
değerlendirmelerde
bulundu. 18 yaş altı
çocukların çalışmasının
yasayla belli koşullara
bağlandığına dikkat
çeken Çakır, sadece hafif
işlerde çalışabilecek
çocuklara, bir yetişkin
ve ustanın yapması
gereken görevlerin
verildiğini vurguladı.
Çocuk işçi çalıştıran
iş yerlerinin çoğunun
kaçak olduğuna işaret
etti. Çakır, “MESEM’lere
bile baktığımızda
amacın mesleğe dair
bilgi edindirmek
değil çocukları işçi
olarak kullanmak
olduğunu görüyoruz.
Yaralanma ve diğer
sağlık sorunlarını
kayıt altına almak
çok zor. Ağır işlerde
çalıştırılan çocukların
ruhsal problemler,
ilerleyen yıllarda kas
sistemlerinde sorun
yaşayacağını biliyoruz”
dedi.

‘ÇOCUK İŞÇİ ORDUSU’

Eğitim Reformu
Girişimi’nin raporuna
atıf yaparak 2023-
24 öğretim yılında
612 bin 814 çocuğun
okulu bıraktığını
anımsatan Foggo ise
şöyle konuştu: “Açlık
sınırının altındaki
ailelerde eğitimin önemi
alt basamaklara indi.
Çocukların okulda
kalmasını sağlayan bir
sistem olmadığı için
çocuk işçiliği yüzde
22.1 oldu. Sermayeyi
zenginleştirirken
kendisi yoksulluk
döngüsünden
çıkamayan bir ‘çocuk
işçi ordusu’ yaratıldı.”