haberspot.com.tr

Özlem Yüzak yazdı : İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

ContentsSALDIRI KİMLERİN İŞİNE YARAR?İRAN NE YAPABİLİR?AKP İKTİDARI BUNU DA KULLANIR Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor. İsrail’in, İran’ın nükleer tesislerine yönelik “önleyici saldırı” hazırlığında

Haber Spot
5 Dk Okundu


Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor. İsrail’in,
İran’ın nükleer tesislerine yönelik “önleyici saldırı” hazırlığında olduğu yönündeki haberler art arda gelirken ABD’nin bölgedeki diplomatlarını çekmesi ve güvenlik
uyarıları yapması bu olasılığı güçlendiriyor.
Peki, bu gerilim gerçekten askeri çatışmaya mı evrilecek? İran’a yönelik olası bir saldırı kimin işine yarar? Ve bizi de ilgilendiren
yönü ile “muhalefeti her yönü ile baskılayan, yargıyı sopa olarak kullanan, belediyelere el koyan 22 yıllık AKP iktidarının büyük
bir toplumsal gerilim içine soktuğu”
Türkiye,
bu durumdan nasıl etkilenir?


Önce şu noktayı açıklığa kavuşturalım:
ABD Dışişleri Bakanlığı, 11 Haziran itibarıyla Irak’taki tüm diplomatik personelin büyük kısmını çekti, aynı günlerde Ürdün ve
Bahreyn’de de benzer adımlar atıldı. Ancak
bazı analistlere göre bu aynı zamanda Bikter yönetiminin bölgeye bağımlılığı azaltma
stratejisiyle uyumlu bir adım. Dolayısı ile acil
bir tehdit algısı kadar, uzun vadeli yeniden
yapılanmanın işaretleri olarak da okunabilir.

İkinci nokta şu: İsrail ABD desteği olmadan da harekete geçebilir mi? İsrail basını
(Haaretz ve Jerusalem Post), üst düzey İsrailli yetkililerin, “Tek taraflı harekete hazırız”
söylemini dillendirdiğini bildiriyor. Ancak bu
söylemin iç politikaya mesaj verme boyutu da var. İsrail, 1981’de Irak’taki Osirak reaktörünü, 2007’de Suriye’deki nükleer tesisi tek başına vurmuştu. Bu tür önleyici saldırılar tarihsel olarak İsrail’in askeri doktrinine uygun. Ancak ABD hava sahası, yakıt
ikmali ve lojistik desteği olmadan bu çapta
bir saldırının başarı şansı tartışmalı.

SALDIRI KİMLERİN İŞİNE YARAR?

Böylesi bir gerilim ortamı bazı aktörler
açısından son derece işlevsel:

– İsrail’deki sağcı hükümet, iç kamuoyundaki dikkati dağıtmak ve güvenlik kartını
yeniden masaya koymak ister.

– ABD’deki bazı Cumhuriyetçi çevreler
ve silah lobileri, İran karşıtı tutumu seçim
kampanyalarının merkezine yerleştirir.

– Silah endüstrisi ve enerji tekelleri: Martin, Raytheon gibi savunma sanayi devleri,
Ortadoğu’da kriz yaşandıkça silah satışlarının arttığını defalarca deneyimledi. Petrol fiyatları, çatışma ortamında hızla yükselir; bu
da petrol ve doğalgaz şirketlerinin (ExxonMobil, Chevron, Aramco vb.) kârlarını katlar.

– Radikal İslamcı veya Şii milis gruplar: Böyle bir saldırı, Şii eksenli milis örgütler
için meşruiyet ve mobilizasyon fırsatı yaratır.

– Rusya ve Çin gibi aktörler ise Batı’nın
dikkatini Ukrayna ve Pasifik’ten Ortadoğu’ya
kaydırarak stratejik alan kazanır. Çin “barışçı
arabulucu”
pozisyonunu daha fazla kullanma fırsatı bulur ve enerji tedarik zincirlerinde
yeniden merkezi bir rol oynayabilir.

İRAN NE YAPABİLİR?

İran, doğrudan saldırıya uğramadığı sürece genellikle vekil güçleri kullanarak misilleme yapar. Ancak bu kez doğrudan nükleer tesislerin hedef alınması halinde, Tahran
yönetimi açık karşılık vereceğini ilan etti. Bu
da bölgesel savaş riskini artırıyor. İran’ın bu
tehditleri caydırıcılıkla blöf arasında bir çizgide duruyor ama sonuç ne olursa olsun
tırmanma kaçınılmaz.

AKP İKTİDARI BUNU DA KULLANIR

Türkiye, hem İran’la hem İsrail’le diplomatik ilişkilerini sürdüren az sayıda ülkeden
biri. Ancak bu tarafsızlık, iç siyasetteki derin
otoriterleşmenin gölgesinde başka bir anlam kazanıyor. Çünkü bu kriz ortamı, Türkiye’deki iktidar için bir “siyasal oksijen” işlevi görebilir.

– Dış tehdit ve beka söylemi, Erdoğan
iktidarının yıllardır kullandığı bir iç politika
aracı. İran’a yönelik bir saldırı ve olası bölgesel çatışma ortamı:

Türkiye’yi “kuşatma altındaki bir ülke”
olarak sunmaya, güvenlik eksenli politikaları meşrulaştırmaya, muhalefetin “devlet çıkarlarına karşı duyarsız” olduğu algısını yaymaya yarar.

Seçim dönemlerinde etkili olan bu söylem,
muhalefetin manevra alanını daraltır, kitleleri
etrafında yeniden toplanmaya zorlar.

– Yeni bir göç dalgası korkusu, milliyetçi duyguların yeniden mobilize edilmesine
hizmet eder.

– Ekonomik krizden saptırma; yüksek
enflasyon, döviz baskısı, işsizlik sarmalındaki ülkede “milli birlik” çağrılarıyla ekonomik sorunlar geçici olarak bastırılır. Medya,
diplomasi, güvenlik ve ordu merkezli gelişmelerle iç kamuoyu yönlendirilir.

Erdoğan yönetimi, “arabulucu lider” imajını
kullanarak hem Batı hem Doğu nezdinde uluslararası meşruiyetini tazeleme şansı yakalar.

Kısacası, bölgesel kriz, içeride baskıcı
politikaları meşrulaştırma ve otoriteyi pekiştirme için kullanılabilir.

Sonuçta; tarihsel olarak Türkiye’de iktidar, her dış kriz ortamında iç baskıları artırmak ve otoritesini pekiştirmek için fırsatlar
yarattı. İran’a yönelik olası bir saldırı ve bölgesel savaş senaryosu bu amaçla kullanılacaktır; şüpheniz olmasın.

Bunları yazıyoruz çünkü zaten büyük bir
kıskacın içinde olan muhalif kitlenin bunu
önceden görüp hazırlıklı olması lazım.

Bu Makaleyi Paylaşın
Yorum bırakın

Bunlara da Göz Atabilirsiniz.

İsrail ordusu, İran’dan yeni bir füze saldırısı düzenlendiğini açıkladı – Son Dakika Dünya Haberleri

İsrail'de saldırıları bildiren cep telefonu uygulamalarında ve ülke genelinde saldırı alarmları çaldı.Tüm…

Haber Spot Haber Spot

Nisanda turizm patlaması! Yabancı turist sayısında rekor

KAYNAKCNN TürkKültür ve Turizm Bakanlığı, 2025 yılı Nisan ayına ilişkin konaklama istatistiklerini…

Haber Spot Haber Spot

Fenerbahçe’den Kyle Walker’a resmi teklif!

Fenerbahçe'de transfer çalışmaları hız kazandı.Bright Osayi-Samuel ile sözleşme yenilemeyen Fenerbahçe, yeni sağ…

Haber Spot Haber Spot
Abone Olanlar Okuyor

Galatasaray’da kırmızı kart! Devre arası isyan sonrası oyundan atıldı

Manisa FK’de Hakan Şapçı dönemi sona erdi! – Son Dakika Spor Haberleri

Arnavutköy’de fabrika yangını! Patlama sesleri yükseldi