6. dalga operasyonda CHP’li
beş belediye başkanı daha
tutuklandı. Başka belediye
bürokratları da var tutuklananlar
arasında. Dikkat edin, başkanlar
mutlaka tutuklanıyor! Bu kez
operasyonu Anadolu’ya yaydılar,
Seyhan ve Ceyhan başkanları da
tutuklandı. Daha önce yazdığımız
gibi, 8’incisi de gelir, 10’uncusu da.
CHP’nin toplam 420 belediyesine
tutuklamaları yaygınlaştırmaları
mümkün değil. Ama bir tasfiye
mekanizması işliyor.
SORU ŞU: NEREYE KADAR?
Evet iktidar CHP’ye yönelik
operasyonlarını nereye kadar
götürebilir?
“Sen millet mitinglerini
sürdürürsen ben de operasyonları
sürdürürüm” mü?
İktidar böyle bir pazarlık kapısı
mı açıyor? Ver Ekrem’i, seni rahat
bırakayım mı? Cumhurbaşkanı
geçen ay sanki böyle bir kapı
açar gibi oldu. Ama bu kapının
kapalı olduğu görüldü. Bir şahlanış
yakalayan CHP/Özgür Özel’in ve
CHP’lilerin, haklı, meşru, ahlaki
ve siyasi üstünlüğü ele geçirdiği
bir siyasi ortamda böyle bir pazarlık
aklının ucundan bile geçmez.
MEŞRULUK SINIRLARI ÇOKTAN AŞILDI
Evet nereye kadar gidebilir Saray
ve adamları?
Şüphesiz belediye operasyonları
ile meşruluk sınırları zaten
rakip cumhurbaşkanı adayı
İmamoğlu’nun tutuklanması ile
aşılmıştı. Sözde hukuki/yargısal kılıf
altında sürdürülen operasyonlar
inandırıcılıklarını seçmen kitlesi
nezdinde de tamamen kaybetmiş
durumda.
Madende’nın son anketi,
cumhurbaşkanının yeniden
seçilmesinin Türkiye için iyi
olmayacağını düşünenlerin oranını
yüzde 70 veriyor. Cumhurbaşkanı
seçimi konusunda ise Erdoğan
yüzde 30, İmamoğlu yüzde 40
alıyor. Silivri’de henüz seçilmemiş bir
cumhurbaşkanı yatıyor.
Bu açıdan bakıldığında aslında
bu operasyonların giderek Saray’ın
aleyhine sonuçlar doğurduğu
görülmesine rağmen, bir yerde
operasyonları kesmeleri beklenir
değil mi?
HAYIR ÖYLE DEĞİL!
Tam tersine, son operasyonda,
seçilmiş belediye başkanlarına ve
belediyelerin bürokratlarına karşı
Nazi toplama kamplarını çağrıştırır
şekilde onur ve kişiliklerine yönelik
görüntülerin servis edilmesi de
CHP’ye karşı korkunç bir kin ve
intikam duygularının hepsini sardığını
göstermekte.
Biz nasıl olur da
kaybederiz, düşüncesi, uzun yıllar
iktidarda olmanın damarlara şırınga
ettiği güç zehrinin sonucudur.
Şu aşamada iktidardan geri
çekilme beklemek abesle iştigaldir.
Bu yol onları nereye götürecek,
görmek istiyorlar. Şimdi geldikleri
noktayı planladıklarını sanmıyorum.
Girilen yolun niteliği durmalarını
gerektirecek gibi değil.
CHP’Yİ DAĞITMA
CHP’Yİ DAĞITMA
Bir de CHP yönetimine dışarıdan
veya içeriden mahkemelerince
kayyum atanma olasılığının ciddi
şekilde ortaya çıkması da partiyi
dağıtmak ve parçalamak için bir
fırsat penceresi yarattı. 30 Haziran’da
bu doğrultuda karar verilirse sadece
parti değil, iddianamede ismi
geçen İzmir Belediye başkanı ve
yine İmamoğlu’nun siyasi yasaklı
hale getirilmesi de gündemde. Her
ne kadar İletişim Başkanlığı, bu
olasılığı dezenformasyon olarak
niteliyorsa da “Bağımsız Türk
mahkemeleri”nden bahsetmesine
inanan bir muhalif bulması mümkün
değildir.
Belediye operasyonlarından
sonra bir de CHP’ye benzer bir
operasyonun, yaşanan ortamda
iktidara kazanç sağlayacağına
düşünmek ancak derin
umutsuzluğun yaşandığı iktidar
saflarında olabilecek bir umut ışığıdır.
Seçmen nezdinde bir karşılığı
olacağına ihtimal veren var mı?
***
Soru havada kaldı, kendilerine
bir meşruiyet çizgisi koymuşlar
mıdır ve bu nerededir?
Yoksa süreç içinde neler
yapabileceklerinin işareti olarak mı
yaşananları kabul etmeliyiz?