Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ikinci kez bu göreve gelişinin üzerinden iki yıl geçti. 4 Haziran 2023’te, “Artık rasyonel politikalara döneceğiz” diyerek koltuğa oturmuştu.
Ekonomi yönetimi Nureddin Nebati’nin gözlerinden Mehmet Şimşek’in sözlerine geçmişti.
Aradan geçen iki yılda Şimşek’in geçmişteki yaşam ve çalışma zemini dikkate alındığında başarılı bir bakanlık dönemi geçirmekte olduğu söylenebilir. Tabii finans dünyası açısından.
Devamında küçük bir “ayrıntı” var; halk!
Halkın ekonomisi açısından baktığınızda söylenmeden edemiyorsunuz:
Rasyonel politikalar dediğiniz bu mu?
Türkiye, önceki on yıllarda da ekonomik krizlere girdi. Bunlar genellikle yılla anılır. 1994, 2001, 2008… Ancak AKP iktidarı döneminde 2018’den beri krizdeyiz. Sürekli kriz hali. İstikrar dedikleri bu olsa gerek!
***
Güncel duruma gelirsek… Temmuz beklenti ayıdır. Emekliler ve asgari ücretliler yaşanan enflasyona bakıp gözlerini iktidardan gelecek habere dikerler. Asgari ücrete ara zam var mı? Emekliye bir nebze iyileştirme zammı yapılacak mı?
Her iki konuda da iktidardan tık yok. Öylesine yok ki gayet pişkin bir şekilde bu tür soruları şöyle yanıtlıyorlar:
– Böyle bir çalışmamız yok!
– Bir yıl içinde halkımız enflasyonun düştüğünü hissedecek!
– Program başarıyla yürüyor, bozamayız!
Ekonominin başlıca göstergesi en alt kesimlerin daha iyi olma umudunu diri tutmasıdır. Şimdi daha iyi olmak bir yana, topumun büyük kesiminde görünür gelecekte, rahat nefes alamama karamsarlığı var.
Durumu özetleyebilecek birkaç satırbaşı aktaralım:
– Dünyada gıda fiyatları düşüyor, biz gıda enflasyonunda dünya şampiyonuyuz.
– Avrupa’da asgari ücretlilerin toplam çalışanlar içindeki oranı yüzde 10’la 20 arasında değişiyor. Türkiye’de ise iktidar kontrolündeki kurumların istatistiklerine göre bile yüzde 50’yi geçti. –
Çalışmak isteyip iş bulma umudunu yitirmiş olanlar da dahil edildiğinde işsizlik yüzde 30’lara dayandı.
– Sadece çalışmak isteyenler değil, üretmek isteyenler de ülkeyi terk ediyor. Başta tekstil olmak üzere kimi girişimciler Mısır ve daha elverişli buldukları ülkelere gidiyor.
– En büyük banknot 200 TL’nin kullanıma girdiği 2009 yılında karşılığı 131 dolar idi. Şimdi 200 TL ile sadece 5 dolar satın alınabiliyor.
– Kullandığı tüketici kredisi nedeniyle takibe uğrayanların oranı yüzde 40’ı geçti.
– 2025 enflasyon tahmini yılın başında yüzde 21, ortasında yüzde 25! Yılın sonu için en iyimser tahmin şu; “Yüzde 30’un altında kalabilir!” Yılın başı ile sonu arasındaki fark bile savaş halindeki Rusya ve Ukrayna enflasyonundan yüksek! Piyasa ahlakından geleceğe ilişkin öngörü bulanıklığına kadar her şeyi bozan enflasyon.
***
Yukarıdaki tablodan daha vahim olan durum şu:
Toplumda ekonominin düzeleceğine dair umut zayıflıyor!
Kimi anketlerde, “Hangi parti ekonomiyi düzeltebilir” sorusuna verilen “hiçbiri” yanıtının hiç de az olmadığını vurgulayalım.
CHP son ayları doğal olarak kendisine yönelik çoklu saldırıyla mücadele ederek geçirdi. En sıcak durum dün yaşandı. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’nin tutuklanmasından sonra dün belediye meclisi AKP’li Eray Karadeniz’i vekil olarak seçti. AKP seçimle kaybettiği başkanlığı yargıyla ele geçirdi!
Bütün bunlar CHP’nin halkla bütünleşme maddesini ilk sıraya almasına engel olmamalı.
CHP’den beklenen bir muhalefet partisinden daha fazlası!