Gazete ve televizyonlardaki “İsrail İran’ı rezil etti”, “İran kâğıttan kaplanmış” türünde yorumları gördükçe Yalçın Küçük’ü anımsıyorum. Hep şöyle derdi: “Türkiye’deki İsrail, İsrail’deki İsrail’den daha güçlüdür.”
Kuşkusuz çok abartılı bir değerlendirme ama kısmi bir doğruluğu var ne yazık ki. Üstelik Türkiye’deki İsrailcilik tek bir kesime değil, birçok kesime nüfuz etmiş durumda. Örneğin mezhepçi dincisi, “İsrail ‘Şii İran’ı’ rezil ediyor” diye, seküler Batıcısı da “İsrail ‘kadın düşmanı İran’a‘ dersini veriyor” diye keyifli. (Elbette Türkiye’deki İsrailciliği, Türkiye’deki Amerikancılıktan ayıramayız son tahlilde.)
Atlantik’in İran’a karşı üç hatlı savunması
ATLANTİK’İN İRAN’A KARŞI ÜÇ HATLI SAVUNMASI
Oysa gerçek şu: İran kâğıttan kaplan değil ve Batı’nın 40 yıllık baskısına ve ambargosuna karşı, her türlü açık ve örtülü saldırıya insanıyla, silahıyla gayet başarılı bir şekilde direniyor.
İran’ın başarısını ortaya koyan askeri bilgi olarak belirteyim. İran, saldırgan İsrail’e yanıt hakkı olarak füze fırlattığında İsrail ve müttefikleri o füzeyi tam üç hat üzerinden durdurmaya çalışıyor:
1. Şapka: İran füzeleri ateşlendiğinde onları engellemek üzere önce a) Irak’taki ABD füze savunma sistemleri ve savaş uçakları, b) Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Fransız savaş uçakları ve c) Bölgede bulunan ABD-USS Carl Vinson uçak gemisi ve ona eşlik eden füze imha gemileri harekete geçiyor.
2. Şapka: İran füzeleri ilk hattı aştığında, bu kez onları engellemek üzere a) Doğu Akdeniz’deki ABD savaş gemileri, b) Ürdün’deki ABD savaş uçakları ve füze savunma sistemleri, c) Ürdün Hava Kuvvetleri ve d) Kıbrıs üslerindeki İngiliz savaş uçakları harekete geçiyor.
3. Şapka: İran füzeleri ikinci hattı da aştığında bu kez onları engellemek üzere A) 2000 km menzilli İrrail Arrow 3’ler devreye giriyor, B) ardından 1500 km’den başlayıp 500 km’ye kadar Ok 2’ler İran füzesini engellemeye çalışıyor, C) düşüremezse 300 km’den başlayıp 40 km’ye kadar Davut Sapanı savunma sistemi devreye giriyor ve orası da aşılırsa D) 70 km’den 4 km’ye kadar olan mesafede Demir Kubbe İran füzesini yakalamaya çalışıyor.
İSRAİL KÜRECİK’TEN NASIL YARARLANIYOR?
Görüldüğü üzere İsrail Demir Kubbe’sini aşarak Tel Aviv’i vurabilen İran füzeleri, sadece İsrail savunmasını değil, ABD, İngiliz, Fransız ve Ürdün savunmasını delerek hedefine ulaşıyor aslında. İsrail’in İran’a kadar ulaşmasında ise tersine bu ülkeler kolaylaştırıcı rol oynuyor.
Tüm bunları görmeden “İran kâğıttan kaplanmış” demek, sadece gerçeği ıskalamak değil, ötesinde koyu bir Atlantik propagandasına aldanmaktır.
Öte yandan İsrail’in İran karşısındaki müttefiklerinin ABD, İngiltere, Fransa ve Ürdün’le sınırlı olmadığını da hesaba katalım. Zira ABD ve NATO müttefikleri de dolaylı bir şekilde İsrail’in yanında yer almış oluyorlar:
Örneğin ABD üsleri bulunan Körfez ülkeleri de dolaylı olarak İsrail’in yanında saf tutmuş oluyorlar.
Örneğin Şara’nın Suriyesi… İsrail uçakları Suriye hava sahasında yakıt ikmali yaptılar, Esad zamanında bu mümkün değildi. Ve soralım: Acaba hangi üsten kalkan tanker uçaklar yakıt ikmali yaptı İsrail uçaklarına?
Örneğin her ne kadar Ankara “Kürecik radarındaki veriler sadece NATO müttefikleriyle paylaşılır” diyerek yalanlasa da Kürecik’ten İsrail’e istihbarat akışı sağlanmaktadır. 23 Nisan 2024’te, bu köşede “İsrail Kürecik’ten nasıl yararlandı?” başlığı altında anlatmıştım: “Kürecik radarı, ABD tarafından kurulup NATO üssüne dönüştürüldü. Üsteki AN/TPY-2 radarı ABD ordusuna ait. Dolayısıyla bölgedeki üslerini İsrail’e kullandıran, İsrail’e silah veren ABD, elbette AB/TPY2’deki istihbarat bilgilerini de İsrail’e veriyor!”
Kaldı ki ABD’nin Akdeniz’deki savaş gemilerine de istihbarat/ veri akışı Kürecik’ten sağlanıyor ve ABD o bilgileri İsrail’le paylaşıyor.
NATO İRTİBATI
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin “Kürecik radarındaki veriler sadece NATO müttefikleriyle paylaşılır” açıklaması, aslında bir dezenformasyondur. Çünkü İsrail ve Ürdün, NATO’yla da irtibatlıdır.
İsrail’in İran’a saldırdığı 12 Haziran gecesinden saatler önce, NATO ile Ürdün, Amman’da “NATO’nun diplomatik irtibat bürosunun açılması” için imza attılar. Ve o Ürdün, İsrail uçakları İran’a saldırırken değil ama İran İsrail’e yanıt hakkını kullanırken “hava sahasını kapatmaya” geçti; Ürdün Hava Kuvvetleri birkaç İran füzesi ve İHA’sı düşürdü.
İsrail’in NATO irtibatını da anımsayalım: İsrail, 2016’da, Ankara’nın onayıyla NATO merkezinde daimi ofis sahibi olmuştu!
Özetle tüm bu müttefik ağına rağmen 2 bin km’den Tel Aviv’i vurabilen İran, iddia edildiği gibi kâğıttan kaplan değildir, tersine 40 yıllık Batı ambargosuna rağmen ulusal silahlanma başarısı sağlayabilen örnek durumundaki bir ülkedir.