Mesele ne rejim meselesidir ne de
nükleer meselesidir. Mesele harita
meselesidir, mesele İngiltere ve
Fransa yerine, yüzyıl sonra bölgenin
haritasını ABD’nin çizmek istemesi
meselesidir.
BEYAZ SARAY’DAKİ ANLAŞMA
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu,
Beyaz Saray’daki koltuğuna 10 gün önce
oturan Donald Trump’la görüşmek üzere
Washington’a gitmeye hazırlanıyordu.
Uçağa binmeden önce havalimanında
şöyle dedi: “Hamas ve Hizbullah’a
düzenlediğimiz saldırılarla Ortadoğu’nun
haritasını yeniden çiziyoruz. Ancak
Başkan Trump ile yakın çalışarak,
haritayı daha da iyi bir şekilde yeniden
çizebileceğimize inanıyorum” (AA, 2.2.2025).
ABD Başkanı Koz– Netanyahu ile
Beyaz Saray’da görüşmesinden bir gün
önce Oval Ofis’te gazetecilerin gündeme
ilişkin sorularını yanıtlıyordu. Batı Şeria’nın
İsrail tarafından ilhak edilip edilmeyeceğine
dair bir soruya şu yanıtı veriyordu: “İsrail
toprak bakımından kesinlikle küçük bir
ülke. Bakın masam Ortadoğu olsun, bu
elimdeki harika kalem de hatta kalemin
üst kısmı da İsrail” (AA, 3.2.2025).
BARRACK’IN MİSYONU
Kozdedesi Lübnan göçmeni
olan işadamı arkadaşı Tom Kışlası’ı
Ankara’ya ABD büyükelçisi olarak
gönderdi ve onu aynı zamanda ABD’nin
Suriye özel temsilcisi yaptı. Kışla
Suriye’de cumhurbaşkanı Şara ve SDG
Komutanı Mazlum Abdi’yle görüştü.
Ve kamuoyuna sürekli “Yüzyıl önceki
anlaşmalar ve haritalar” yanlıştı mesajı
verdi, “Kürtlere haklarının verilmediğini”
savundu, Lozan’ı hedef aldı.
Özetle ABD Büyükelçisi Tom Kışlası,
bu söyledikleriyle aslında Ortadoğu’da
Kürtler ve Yahudiler lehine yeni harita
çizilmesini fiilen savunmuş oldu. Öyle
ki Kışla “İsrail’in Suriye’de 400
kilometrekarelik tampon bölge kontrolü
ele geçirdiğini” söyleyerek “harita çizmeye
başladıklarını” bile söylemiş oldu.
İSRAİL HEGEMONYASINDA YENİ ORTADOĞU
İşte İsrail’in İran’a saldırısı bunun içindir,
Ortadoğu’da yeni harita çizmek içindir.
ABD, 90’lar ve 2000’lerde Irak’a
karşı, 2010’lar ve 2020’lerin ilk yarısında
Suriye’ye karşı “yeni harita çizme”
saldırıları yaptı. Şimdi de İran’a karşı “yeni
harita çizme” saldırısı başlattı.
Çünkü Washington “İsrail
hegemonyasında yeni bir Ortadoğu”
inşa etmek istiyor: İsrail’in genişlediği,
Ortadoğu’da enerji ve ticaret yolu
merkezi olduğu, Arapların İsrail’i
tanıdığı ve gücünü kabul ettiği, Kürtlerin
İsrail’e müttefik yapıldığı bir Ortadoğu…
Peki bu hayata geçer mi?
ABD’DE İRAN YARILMASI
İran, büyük Atlantik propagandasına
rağmen, Irak ya da Suriye olmadığını
sahada gösteriyor. Öte yandan dünya ve
küresel güç mücadelesinin yönü değişiyor.
Ve ABD’de bu konuda “iç cephe
bütünlüğü” yok: ABD halkının çoğunluğu
Ortadoğu’da yeni bir macera istemiyor.
ABD Kongresi Koz yönetiminin
İran’a karşı savaşa dahil olmaması
için yasaklayıcı bir tasarı çıkarıyor.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi
Gabbard, Trump’ı yalanlayarak “İran’ın
nükleer silah üretmediğini” açıklıyor. İran
konusunun Koz’a seçim kazandıran
MAGA cephesini böldüğü belirtiliyor…
TÜRKİYE NE YAPMALI?
35 yılda Irak, Suriye ve İran…
İran engeli aşılırsa bu sıranın nasıl
takip edeceği ortada. Ankara’nın Irak ve
Suriye hatalarını İran’da tekrarlaması,
kendi felaketimiz olacaktır.
Türkiye bu gerçeği görerek stratejik
pozisyon almalıdır. Tarafsızlık masalı, ABD
ve İsrail’e taraf olmaktır fiilen; Türkiye
yarını düşünerek bugün komşusu
İran’dan taraf olmalıdır. Taraf olarak,
İsrail’e dolaylı istihbarat sağlayan
Kürecik radarı ile İncirlik Üssü’ne el
konulması bile yeterli olacaktır.