haberspot.com.tr

Kapadokya’nın hızla bozulan kültürel ve doğal yapısı korunsun çağrısı: Büyüsü bitecek – Son Dakika Kültür-Sanat Haberleri

ContentsİLERİDE KİMSE GİTMEYECEK‘SAVUNULAMAZ SONUÇLARA YOL AÇMAKTA’GELECEKTE BİR KAPADOKYA KALMAYACAKTEHLİKE DEVAM EDİYOR Kapadokya’daki betonlaşmaya tepkiler sürüyor. Mimar, tarihçi ve arkeologlar aynı çağrıda birleşiyor: “Göreme Tarihi Milli

Haber Spot
7 Dk Okundu

Kapadokya’daki
betonlaşmaya
tepkiler sürüyor.
Mimar, tarihçi ve
arkeologlar aynı
çağrıda birleşiyor:
“Göreme Tarihi
Milli Parkı ve
Kapadokya’nın
Kayalık Alanları”
olarak Dünya
Doğal ve Kültürel
Mirası Listesine
alınma kriterlerini
titizlikle ve ödünsüz
olarak korumak
durumundayız.”
Hızla bozulan silueti;
var olan kültürel ve
doğal yapısı verilen
ruhsatlarla, betona
yenik düşmek üzere.
Tarihçi, akademisyen
ve yazar İlber Ortaylı,
Koruma UzmanıİTÜ, Icomos
Türkiye MK
Üyesi Dr.
Gülsün Tanyeli,
Kültürel ve Doğal
Mirası İzleme
Platformu yöneticisi,
arkeolog-editör Nezih
Başgelen ve Koruma
Mimarı Burçin
Altınsay gazetemize
açıklamalarda
bulundu.

İLERİDE KİMSE GİTMEYECEK

1960’lı yıllarda rehberlik
yaptım Kapadokya’da.
Ahalisi çalışkandır,
Çocukları mekteplere
okumaya gider, toprağı ise
bereketlidir. Tarihi Roma
Kapadokyası kıpır kıpır yerdi
hep. Bir metrekare alan için
kavgalar çıkardı; toprağı
verimli, kıymetlidir arazisi…
Seramik konusunda
iyidirler; o zamandan
bugüne kendilerini
çok geliştirdiler, büyük
işler yaptılar; şarapçılık
konusunda gerilediler ama
yine de fena değildir.
Hangi cahil bir mimar
geldiyse, kayaları kolay
oyuluyor diye otel yaptı. Köy
evleri vardı. Oranın halkı o
evlerde oturuyordu.

Sonra
nüfusu olanlar köy evlerini
başladı otel yapmaya.
Bölgeyi berbat ettiler,
kazmadıkları yer kalmadı.
Arkeologlar gereken
ciddiyetle eğilmediler.
Benim kaç yıl olmuş
hesaplayın bu ömrümde
gözümle gördüm gidişatı.
Köylüler kışın orada yaşıyor.
Evler yapmaya başladı;
ilk apartmanlar kurdular.
Şimdi ise bu yapılanların
önüne geçemiyorlar çünkü
küçük teşebbüsün, büyük
açgözlülüklerin sonuçu bu…
Çok yazık iki de üniversite
var ama kültürel merkez
haline gelemiyor; öncelikli
sebebi ahalinin açgözlü
olması. Para kazanmak kötü
bir şey değil tabii ki ama…
Oraya gidip boykot
yapılsa gitmeyin demem…
Tertemiz havası vardır
oranın ama bir müddet
sonra bakacaklar
kimse gelmiyor. Tabiatı
oluşturamazsın,
yapamazsın jeolojik
bir gelişimdir o, yok
oldu mu? İşte o zaman
kimse gitmeyecek
Kapadokya’ya…

İlber Ortaylı

(Tarihçi, akademisyen
ve yazar)

‘SAVUNULAMAZ SONUÇLARA YOL AÇMAKTA’

Göreme Açık Hava
Müzesi ve Kapadokya
Kayalık Alanları 1985 yılında
Dünya Mirası ilan edilerek
koruma altına alındı.
1960’lı yılların sonlarından
itibaren alanın turizm
potansiyelini dikkate
alarak hazırlanmış raporlar
var. Bu kapsamda milli
park ilan edilmiş ve gerek
kültür varlıkları gerekse
doğal varlıklar için koruma
statüleri ilan edildi. Ancak
2011 yılında doğal sitlerle
ilgili kararların Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı’na
bırakılması ardından çok
sayıdaki kurumsal aktörün
karar alma süreçlerini
yavaşlattığı gerekçesiyle
Haziran 2019’da (38
Numaralı Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi ile )
Kapadokya Alan Başkanlığı
kurulmuştur.

Sorumlu
olduğu alanın korunması
ve geliştirilmesine yönelik
her türlü araştırma,
projelendirme ve eylem
planları hazırlamak
ve bunların uygulama
esaslarını belirlemek ve
izlemekle yükümlü olmakla
birlikte fiziki planların hâlâ
tamamlanmamış olduğu
2024-28 yılı Staratejik
Planı’nda belirtilmekte.
Oysa bu planların yanı
sıra Dünya Miras Merkezi
tarafından zorunlu tutulan
Dünya Miras Alanı’na özel
Alan Yönetim Planı ise
henüz hazırlanmamıştır
ve plan hedefleri arasında
bulunmamakta. Öte yandan
alan planlarına uygun
yapılaşmaların sağlanması
için yönetmeliklerin
uygulanması esnasında
tarafların (örn. Mimarlar
odası vb.) itirazının risk
olarak değerlendirilmesi
kamu otoritesinin bakış
açısını göstermekte.
Kapadokya Alan
Başkanlığı’nın sorumlu
olduğu 83 bin hektarlık
alanda yaklaşık yarım
yüzyıllık deneyimle ortaya
konmuş koruma yaklaşımı
karar ve ilkelerini, konunun
uzmanlarının görüş ve
eleştirilerine daha açık
olmasıyla geliştirmesi
mümkün. Yoksa daha önce
bütün itirazlara karşın
yapılan Ortahisar-Göreme
yolunda olduğu gibi alanın
özgünlük, bütünlük ve
üstün evrensel değerini
zedeleyici uygulamalar
savunulamaz sonuçlara yol
açmakta.

Dr. Gülsün Tanyeli

(Koruma Uzmanı-İTÜ,
Icomos Türkiye MK Üyesi)

GELECEKTE BİR KAPADOKYA KALMAYACAK

Kapadokya Dünya
Miras Alanı olarak
tanımlanan bölümlerinin
ötesinde, bütün çevresi
ile birlikte kelimenin
tam anlamıyla eşşiz bir
kültürel peyzaj alanıdır,
dünyada tektir. Ve bu özel
yeri bütünlüklü olarak
koruma sorumluluğu
TC devletinindir ve biz
vatandaşlarındır. Önemli
bir turizm bölgesi olduğu
yadsınamaz ancak
yıllardır yoğun turizm
baskısı altında olan
Kapadokya tam da bu
nedenle ağır tahribata
uğramıştır. Turizm
baskısını hafifletecek,
tahribatı azaltacak
önlemlerin alınması
acilen gerekmekte iken
ne yazık ki hâlâ turizmi
önceleyen kararlar
alınmakta, planlar
yapılmakta. Kültürel
peyzaj alanına hassasiyet
göstermeden yapılan yol
inşaatları ve kaçınılmaz
olarak peşinden gelen
yapılaşmalara izin
verilmesi tahribatı daha
da artırmaktadır. Geri
dönülemez biçimde
tüketilmeye devam
edilirse turistlerin gelip
göreceği bir Kapadokya
da kalmayacak. Kültür
ve Turizm Bakanlığı,
Kültür varlıklarını
koruma görevini
adındaki turizm’in önüne
koymalı, böylesine
eşşiz yerlerde turizm,
kültürün korunmasına
katkı sağlayacak biçimde
hassasiyetle yeniden
yapılandırılmalı.

Burçin Altınsay

(Koruma mimarı)

TEHLİKE DEVAM EDİYOR

Kapadokya ’nın bilinen en
eski fotoğrafları 1880’li yıllarda
çekilmiştir. Bu fotoğraflardan
bir seçki daha sonra National
Geographic Magazine’de
yayımlandığında tüm dünyada büyük
ilgi ile karşılanmıştı. 20. yüzyılın
başında Alman araştırmacı Hans
Rott, Aksaray yakınındaki Ihlara
Vadisi ve içindeki kaya kiliselerini
bilim dünyasına tanıtmıştı. 1907-
1912 yıllarında bölgede incelemeler
yapan Fransız araştırmacı G. de
Jerphanion’un Kapadokya Kaya
Kiliseleri adlı 7 ciltlik anıtsal
eseri; kaya kiliseleri, manastırlar
ve içindeki duvar fresklerini
sistematik şekilde inceleyen ilk
büyük çalışma. Bu öncü yayınlardan
sonra Kapadokya üzerine bir bir
peşine çok çeşitli monografiler
yayımlanmış bu gibi eserlerle
Batı dünyası, Kapadokya’yı daha
da yakından tanımış ve buraları
görmeye ilgi duymuş.

Kapadokya’nın
bu benzersiz birbirinden ilginç
kültürel peyzajları ve içleri fresklerle
bezeli kaya oygu mekanları dünyada
milyonlarca kişinin Kapadokya’ya
gelmesinin ilgi kaynağını oluşturmuş.
Tüm bu fotoğrafların belgelediği
harikalar diyarı olarak tanımlanan
bölge peyzajları bugün beton
yapılaşmanın ve iş makineli inşai
müdahalelerin tehdidi altında.
Son dönemde denetimsiz kitle
turizminin azdırdığı bu rantsal
fiziki müdahalelerin önü alınmazsa
Kapadokya bölgesinin benzersiz
büyüsü bir daha geri gelmemecesine
gidecek. Bu açıdan Unesco’nun 1985
yılında “Göreme Tarihi Milli Parkı
ve Kapadokya’nın Kayalık Alanları”
olarak Dünya Doğal ve Kültürel
Mirası Listesine alınma kriterlerini
titizlikle ve ödünsüz olarak korumak
durumundayız.

Nezih Başgelen

(Kültürel ve Doğal Mirası İzleme
Platformu yöneticisi, arkeologeditör)

Bu Makaleyi Paylaşın
Yorum bırakın

Bunlara da Göz Atabilirsiniz.

Milli oyuncuların performansı, Fenerbahçe’de mutluluk yarattı!

Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2025 07:00A Milli Takım'ın Macaristan karşısında aldığı 3-1'lik…

Haber Spot Haber Spot

Merkez’den yeni adım – Ekonomi Haberleri

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na yönelik yürütülen 'terör ve yolsuzluk' soruşturmasını, piyasa üzerinden…

Haber Spot Haber Spot

Oğuz Aydın: Milli Takım’da kalıcı olmak istiyorum

Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2025 07:00A Milli Takım'daki ilk resmi maçında 2…

Haber Spot Haber Spot
Abone Olanlar Okuyor

“Hiçbir vatandaşımızın sağlığı pazarlık konusu yapılamaz”

Süper Lig’den 6 kulüp PFDK’ye sevk edildi

Ünlü analistten bitcoin uyarısı: Doğru zaman değil