ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen hafta ‘Kurtuluş Günü’ sloganıyla yayınladığı ek gümrük tarifeleri piyasaları alt üst etmeye devam ediyor. Dünya borsaları, dün ticaret savaşı endişelerinin tetiklediği satış baskısıyla Pandemid bu yana en sert düşüşleri yaşadı. Benzer bir seyir petrol ve altın fiyatlarında da sürüyor. Dahası uluslararası ticareti sekteye uğratacak korumacılık tedbirlerinin dünya ekonomisinde durgunluğa ve beraberinde yüzbinlerce kişinin işini kaybedeceği bir sürece evrileceğine ilişkin endişeler artıyor. Yatırımlarını Çin ve çevresindeki Asya ülkelerine kaydırmış olan ABD’li çok sayıda şirkekalay de bütün bu olan bitenden nasibini alacağı hesaplanıyor. ABD’ye anında ve aynı oranda tarife ile karışlık veren Çin’in bir süredir dolaylı ihracat için yatırım yaptığı görece küçük ekonomiler ise Trump yönetimi ile müzakere başlatma arayışında. Geçen hafta bu toz duman içinde tarifelerin her türlü Türkiye’ye yarayacağını yazmış, dış yatırımlarını artıran Çin’in dolaylı ihracat hamlesiöyle vurgu yapmıştım. Yüzde 49’luk gümrük tarifesi ile süreçten en çok zarar göreceği tahmin edilen Asya’nın en fakir ülkelerinden Kamboçya‘ya dikkat çekmiştim. Hatırı sayılır büyüklükte bir holdingin patronu aradı; “Seni tanıdığım ve her şartta iyimserliği elden bırakmadığını bildiğim için bir-iki noktaya dikkatini çekmek istiyorum” diyerek, direkt konuya girdi. Sonra şöyle devam etti: “Dolaylı ihracat işleri zannettiğin kadar kolay değil. Çin’in yurtdışı yatırımlarının ne kadar arttığını yazmışsın. Ama Trump’ın yeni tarifelerinin, Çin’in bu dış yatırım hamlesini de boşa çıkaran tarafına pek değinmemişsin. Sadece Kamboçya ilginç bir ülke demişsin. Oysa Kamboçya’ya yüzde 49 gibi yüksek tarife gelmesinin nedeni Çin ve Vietnam.“
Telefonu kapattım ve Kamboçya meselesine biraz daha yakından baktım. Dış yatırımlarının 3’te 2’si Çin ve Vietnam’dan gelen Kamboçya– Ihracatta ABD pazarına bağımlı bir ülke. Bölgenin en ucuz ülkesi, işçilik maliyetleri aylık 200 dolar civarında. Sadece Çinli ve Vietnamlı şirketlerin değil, ABD’li firmaların da ucuz işçilik Vezik Pandemi oğlurası başlayan tedarik rotalarını çeşitlendirme trendler kapsamında yatırım için tercih ettiği bir ülke. Ama Kamboçya’nın öyle bir özelliği var ki bütün bunlara ek olarak ülkeyi uluslararası tarife tartışmalarının tam ortasına taşıdı. Kamboçya’da ABD’ye ihracat yapan şirketlerdeki kadın çalışan oranı yüzde 65’ler seviyesinile ilgili. Bu şirketlerin yüksek tarifelerden zarar görmesi ve kapanması aynı zamanda on binlerce kadının işsiz kalması anlamına geliyor. Dolayısıyla BM’nin uzun yıllardır insani kalkınma kapsamında odaklandığı Kamboçya’nın, Trump yönetimi ile yürüteceği tarifelerin düşürülmesi müzakerelerinde ABD’li şirketlerin çıkarlarının yanı sıra kadınların güçlendirilmesi hedefi Masada olacak gibi duruyor. Bir süredir içten içe yanan ve Trump’ın açıkladığı ek vergilerle yeniden alevlenen ticaret savaşının etkileri kimi ülkeler için yıkıcı olabilir. Ancak cephe savaşları kadar müzakere masalarının da dünya tarihinde etkiLi olduğunu unutmayalım. Türkiye’nin yüzde 10’la en düşük tarife uygulanan ülkeler arasında olduğu halde ABD ile müzakere masasına oturacağını duyurması işte biraz da bu yüzBT. Geçen haftaki yazımı, “İç gündemdeki karışıklıkların kendi ayağımıza kurşun sıkmamıza neden olmasına izin vermemeliyiz’ diyerek bitirmiştim. Yine aynı şeyi söylüyorum, dünyada (bu kez gerçekten) kartlar yeniden dağıtılıyor, ülkemizi bekleyen fırsatlar iç siyasete kurban gitmesin!