Merkez Bankası’nın net rezervi 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve ardından da tutuklanması ile başlayan süreçte, son beş haftada toplam 44.1 milyar dolar azaldı. 18 Nisan itibariyle de 18.8 milyar dolara kadar düştü.
Altın etkisi arındırıldığında Merkez Bankası’nın son beş haftada 52 milyar dolarlık döviz satmak zorunda kaldığı hesaplaması yapılıyor. Rezervlerdeki bu büyük kayıp eleştiri konusu olurken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten hafta sonu dış finansman açıklaması geldi.
Şimşek, Dünya Bankası, Uluslararası Finans Kurumu, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Asya Altyapı Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası ile bir araya geldiklerini belirterek, “Bu kuruluşlardan 3 yıllık dönemde uzun vadeli ve düşük maliyetli yaklaşık 41 milyar dolar proje finansmanı sağlamayı öngörüyoruz. Kaynaklar; yeşil ve dijital dönüşüm, afet dayanıklılığı, altyapı yatırımları ve kapsayıcı büyüme projeleri için kullanılacak” açıklamasını yaptı.
“İKİSİ KARŞILAŞTIRILAMAZ”
Açıklamayı değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı, İktisatçı Prof. Dr. Yalçın Karatepeşunları söyledi:
“Bu, ‘52 milyar dolar sattık, merak etmeyin 41 milyar dolar gelecek’ şeklinde sunuluyor. Bunların ikisi karşılaştırılabilecek fonlar değil. Birincisi Merkez Bankası rezervlerinin kısa sürede satılması. Bu rezerv birikiminin nasıl olduğunu biliyoruz. Yabancı yatırımcılardan, döviz bozduranlardan sağlandı. Diğer yandan 41 milyar dolar ise proje finansmanı kapsamında gelecek. Bunlar uzun vadeye yayılan, kamu kurumlarının yaptıkları projeler. Finansman için bulunan borç aslında. Belirli bir süre ile verilen krediler. Alın ‘toptan harcayın’ diye verdikleri bir finansman değil. Proje bazlı finansman. Kaynak denilince hepsi bir anda bizim olacak anlamında değil.”
Karatepe, ayrıca başta altyapı olmak üzere çeşitli projelerin finansmanı için kredi alınıyor olmasının iyi birşey olduğunu da söyledi. Bunu eleştirmediklerini dile getiren Karatepe, ancak “52 milyar dolarlık kaybın telafisine yönelik girişimmiş” gibi gösterilmesinin de doğru olmadığını vurguladı. Karatepe, ayrıca bu proje finansmanlarının belki 1 yıl süren hazırlıkları olduğunu, teknik taraflarla hazırlıklar yapıldığını belirtti.
CHP’Lİ BELEDİYELERE NİYE YOK?
Merkez Bankası’nın 19 Mart’tan sonra sattığı rezerv kaybı ile bu konunun birbirinden farklı olduğunu yineleyen Karatepe, şöyle devam etti.
“Ayrıca dış kredileri bu kadar önemsiyorlarsa CHP’li belediyelerin Cumhurbaşkanı ya da Hazine ve Maliye Bakanı’nın onayında bekleyen dış finansman projelerine neden onay verilmiyor ? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu konuda onlarca açıklaması oldu. Madem bu kadar önemli, belediyelerin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin dış kredilerine niye onay vermiyorsunuz ? Bunu aslında belediyelerin hizmet yapmasını engellemeye yönelik bir çaba olarak yorumlamak lazım. Yurtdışından finansman olanaklarını bu kadar önceleyen, önemseyen iktidar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin pek çok proje finansmanına, yurt dışı kredilerine onay vermedi. Madem bu kadar önemli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin onay bekleyen projelerini niye tutuyorsunuz ?”