Barnier eylül ayının başlarında başbakan olarak atanmasının ardından Fransa’nın bütçe açığını azaltma ve maliyeyi düzene sokma konusunu öncelik olarak belirlemişti. 2025 bütçe önerisi, toplam 60 milyar euroluk tasarruf sağlayan vergi artışını ve harcama kesintilerini kapsıyordu.

Yaşanan son kriz, hükümetin gelecek yıl için tabiri caizse “kemer sıkma” bütçesini geçirmek istemesi ile başladı. Aşırı sol blok olan ve Marine Le Pen’in başını çektiği aşırı sağın ortaklaştığı bu konuda ayrı ayrı önergelerle bütçeye karşı çıkıldı. Çarşamba günü yapılan güven oylamasında 577 parlamenterin 331’i hükümetin düşürülmesi yönünde oy kullandı. Hükümetin düşmesinin ardından Cumhurbaşkanı Macron’un 24 saat içinde başbakan atayabileceği belirtilirken, sol muhalefet ise ‘erken seçim’ çağrısı yaparak Macron’u eleştirdi.

Süreç Nasıl İlerlemişti?

Fransa Anayasası’na göre, cumhurbaşkanı istediği kişiyi başbakan olarak atama yetkisine sahip ancak siyasi geleneklere göre başbakan, en fazla oy alan parti ya da ittifaktan seçiliyor. Bu nedenle Macron’un seçimden zaferle ayrılan sol ittifakın ortak başbakan adayı Lucie Castets’ı ataması beklenirken Macron, siyasi geleneklere aykırı olarak merkez sağdan eski Dışişleri Bakanı Michel Barnier’i yeni başbakan olarak atamış ve eleştirilere muhatap olmuştu. Geçtiğimiz günlerde ise mecliste güvenoyu alamayan Başbakan Michel Barnier’nin merkez sağcı azınlık hükümeti 3 aylık görevinin ardından düştü.

Hükümetin düşürülmesinin ardından yeni bir başbakan atamak Cumhurbaşkanı Macron’un yetk i alanında. Macron’un atama yapması için belirli bir tarih zorunluluğu da bılunmuyor. Kendi cumhurbaşkanlığı süresi 2027 yılı baharına kadar devam etmesine rağmen, bazı partiler parlamentoyu feshetme kararının ardından ortaya çıkan siyasi kriz nedeniyle istifasını istedi.

Ayrıca Fransa’da 20 Aralık’a kadar bütçe oylanmazsa, hükümet anayasal yetkilerini kullanarak bütçeyi kararname ile geçirebilecek.