Astrolojiye göre bazı burçlar vardır; çevrelerinde biri üzgün olsa ilk onlar koşar. Bir dost dertlense saatlerce dinlerler, bir aile bireyi yorulsa yanlarında bitiverirler. Herkesin derdine yetişmekte ustadırlar ama kendilerini sürekli erteler, sessizce birikmeye devam ederler. Gülümserler, destek olurlar ama geceleri yalnız kaldıklarında en çok kendileri tükenmiştir. Peki, sorunlarını anlamakta fazlasıyla zorluk çekeceğiniz kişiler hangi burçlardan çıkıyor? İşte, herkese yetişmeye çalışıp kendini unutan 5 burç…
1. BAŞAK BURCU
Başak burçları doğuştan sorumluluk sahibidir. Organizasyon, düzen ve başkalarının ihtiyaçlarını fark etmede ustadır. Ancak bu özellikleri bazen onların sırtına fazlasıyla yük bindirir. Yardım istemezler, şikâyet etmezler. Çünkü “onlar olmadan işler yürümeyecek” gibi hissederler. Kendi ihtiyaçlarını hep en sona bırakırlar.
2. YENGEÇ BURCU
Yengeç, ailesine, sevdiklerine karşı inanılmaz duyarlıdır. Herkesin iyi olması için çırpınır. Kimi zaman kendini o kadar geri plana atar ki ne istediğini, neye ihtiyacı olduğunu unutabilir. O hep koruyan, kollayan taraftır. Ama bir noktada kimse “Sana ne oldu?” demezse, kendi kabuğuna çekilir ve içten içe kırılır.
3. TERAZİ BURCU
Terazi burcu barışı, uyumu, adaleti temsil eder. Bir ortamda huzursuzluk varsa ilk o rahatsız olur. Bu yüzden sürekli denge kurmak, memnun etmek, iki tarafı da idare etmek ister. Ama bu çabası çoğu zaman kendi ihtiyaçlarını yok saymasına neden olur. “Hayır” diyemediği için hep bir şeylerden vazgeçer.
4. BALIK BURCU
Balık burçları o kadar empati doludur ki, karşısındaki insanın acısını kendi acısı gibi hisseder. Dert anlatan birinin gözlerine baktığında gözyaşı onun gözünden akar. Duygusal yükleri biriktirir, sınır koyamaz. Herkese iyi gelmeye çalışırken, kendi ruh sağlığını yavaş yavaş yitirir. Ama kimse bilmez
5. YAY BURCU
Yay burcu özgür ruhuyla bilinir ama çevresini mutlu etme konusunda da çok aktiftir. Herkesin keyfini yerine getirmeye çalışır. Hep güler, moral verir, çözüm üretir. Ama içten içe yorulduğunu kimse fark etmez. Çünkü o hep “enerjik ve neşeli” görünmek zorunda hisseder. Kendi duygularını ikinci plana atar.