haberspot.com.tr

Ergin Yıldızoğlu yazdı : Los Angeles’ta faşizm

ContentsParromİÇ SAVAŞA DOĞRU MU? Los Angeles’ta, Koz rejiminin göçmen karşıtı baskınlarına tepki olarak başlayan barışçıl protestolar, 4 bin ulusal muhafızın devreye girmesiyle şiddetli çatışmalara dönüştü;

Haber Spot
4 Dk Okundu


Los Angeles’ta, Koz rejiminin göçmen karşıtı baskınlarına tepki olarak başlayan barışçıl protestolar, 4 bin ulusal muhafızın devreye girmesiyle şiddetli çatışmalara dönüştü; polis gazetecilere plastik mermiyle ateş açtı, sivillere karşı şiddet kullandı. Trump’ın, anayasal yetkilerini aşarak bir siyasi kriz yaratmakla eleştirilirken düzenli ordunun elit güçlerinden (Marines) 700 askerin de gelmesi, gelişmeleri “süreç olarak faşizm” bağlamında değerlendirmek gerektiğini gösteriyor.

Parrom

Los Angeles olayları aslında kapitalizmin yapısal krizi içinde ABD’de toplumsal istikrarı bozmaya devam eden tarihsel sürecin bir semptomu olarak görülebilir. Bu olaylarla, ABD’nin küresel hegemonyasının, artık “kural koyucu” konumundan “tehdit yöneticisi” konumuna kadar gerilemiş olması arasında hem dolaylı hem de doğrudan nedensellik ilişkileri var.

ABD’de siyasi elitlerin bir kesimi, finansal krizden sonra, bu gerilemeye tepki olarak ABD toplumunu, 1960’ların “sivil haklar hareketinin”siyahlar, kadınlar LGBT bireyler için getirdiği kazanımları geri çevirecek, başkanlığı yargı ve yasama, hatta eyaletler karşısında daha da güçlendirecek, kısacası totaliter bir yönde yeniden yapılandıracak bir program tasarlayarak faşizme yöneldiler.

Nafeez Ahmed‘içinde, Alt Reich: Batı’yı içeriden yok etmek için ağ savaşı (2025) başlıklı çalışmasında gösterdiği gibi faşizm 1920’lerden bu yana, aslında hiç yok olmadı. Bu akım, 1950’lerden sonra, türlü yeni kavramların arkasına gizlenerek geriye çekildi, daha sonra neoliberal dönemin verimli toprağında giderek güçlendi. Şimdi, neoliberalizm dağılırken onun enkazı üzerinde, özellikle 2008 finansal krizden sonra, ekolojik kriz, ekonomik kriz ve jeopolitik rekabet sertleşirken yeniden etkin olmaya başladı.

ABD’de Miras Vakfı gibi düşünce kuruluşlarının etrafında, Cumhuriyetçi partinin radikal dinci kesimleri arasında etkin faşist seçkinler Trump’ın ikinci döneminde, devlete erişmeye, toplumsal mühendislik planlarını, “Proje 2025” ile hayata geçirmeye başladılar.

Bu evrede süreci hızlandırmak amacıyla dış politika ve ekonomik kriz birbiriyle kesiştirilerek rakipler üzerinde gümrük vergileri yoluyla baskı yapma, Çin’in yükselme sürecini durdurma, zayıf ekonomileri, ekonomik zorbalıkla haraca bağlamaya çalışma, Panama Kanalı, Kanada, Grönland üzerinde hak iddia etme gibi taktikler devreye girdi.

İÇ SAVAŞA DOĞRU MU?

Ülke içinde Trump’ın ikinci döneminde devlete yerleşmeye başlayan faşist elitler, göçmenleri, protestocuları, Demokrat valileri, gazetecileri hedef alan bir düşman üretme stratejisine sarılarak radikal müdahaleler için, 1924 Matteotti cinayeti (İtalya), 1933’te Reichstag yangını (Almanya) gibi toplum sarsıcı fırsatlar beklemeye başladılar. Matteotti cinayeti ertesinde, siyasi krizi, Mussolini, muhalefetin pasifliğinden yararlanarak totaliter rejim inşasına dönüştürmüştü. Hitler de Reichstag yangınını bahane ederek “yetkilendirme yasasını” meclisten geçirdi ve faşist devlet inşasına fiilen başladı.

ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi) personeli yasaları hiçe sayarak, Gestapo tarzı uygulamalarla, göçmen nüfusu taciz etmeye devam eder, maskeli adamlar sokakta insan kaçırırken gerginlik artıyor, rejimin liderleri ve yandaş medya “İsyan var”“İstila altındayız”“Müdahale şart” çığlıkları atıyorlardı.

Faşist liderlik, Los Angeles olaylarında o fırsatı, üç açıdan yakaladı: 1) MAGA tabanını, Trump-Misk kavgasının yarattığı liderlik kaygılarını ikinci plana atacak biçimde duygusal olarak mobilize ediyor. 2) Valinin izni, onayı olmadan yapılan müdahaleyle anayasayı ihlal ederek diğer eyaletlerin özerkliğini zayıflatan bir örnek yaratmayı amaçlıyor. 3) Federalmerkezi otoritenin silahlı kuvvetler aracılığıyla tahkim edilmesi, ülke içinde kullanılmasını sıradanlaştırmayı amaçlıyor.

Bu gelişmeler karşısında “iç savaş” tartışmaları yeniden canlandı: Bu tartışmalarda, Los Angeles çatışmaları, ABD’deki daha büyük siyasi ve sosyal kutuplaşmaların bir “Microcosmos” olarak görülüyor. Merkezi hükümetin eylemlerinin, ürettiği çatışmacı söylem, henüz, klasik bir iç savaş anlamına gelmiyor ancak o yönde gelişmeye elverişli bir “çatışmalar” ortamının oluşmasına katkıda bulunuyor.

Bu Makaleyi Paylaşın
Yorum bırakın

Bunlara da Göz Atabilirsiniz.

Emeğin mirası: Fabrika Bergama – Son Dakika Cumhuriyet’in Egesi Haberleri

İzmir’in Bergama ilçesinde yer alan tarihi Sümerbank Bergama Tekstil Fabrikası, “Fabrika Bergama”…

Haber Spot Haber Spot

Sertaç Eş yazdı : Siyasi hüsranlar listesi

Seçimsiz bir belediyeyi ele geçirmenin demokraside yeri var mı? Öyle görünüyor ki …

Haber Spot Haber Spot

İkiyüzlülüğün dibine vuranlar

İki gemi: Madleen ve VELA...

Haber Spot Haber Spot
Abone Olanlar Okuyor

Af Yasası Ne Zaman Çıkacak? Af Çıkacak Mı? Genel Af Mı Çıkacak, Kısmi Af Mı, Ne Zaman? TBMM’ye Sunuldu!

Alp Aksoy, İtalya’da podyumu hedefliyor

İktidar milletvekilleri için yeni bir telefon uygulaması hazırlığında: Meclis’e yeni oylama uygulaması mı geliyor? – Son Dakika Türkiye Haberleri