haberspot.com.tr

Ergin Yıldızoğlu yazdı : Kapitalizmin grotesk hakikati

ContentsYAPISAL VE TARİHSEL…IRKÇILIK…VE İRAN İsrail’in Gazze soykırımının ardından İran’a düzenlediği saldırılar, Batı merkezli emperyalist kapitalizmin Tuhaf hakikatini sergiliyor. ABD-Avrupa merkezli emperyalist kapitalizm artık bir barbarlık

Haber Spot
4 Dk Okundu


İsrail’in Gazze soykırımının ardından
İran’a düzenlediği saldırılar, Batı
merkezli emperyalist kapitalizmin
Tuhaf hakikatini sergiliyor. ABD-Avrupa merkezli emperyalist kapitalizm
artık bir barbarlık üretme makinesine
dönüşmüştür. “Grotesk” de Batı’nın bu
olaylar karşısında sergilediği biyolojik
ırkçılığa ilişkindir.

YAPISAL VE TARİHSEL…

Filistinliler, modern İsrail projesi içinde,
daha en baştan, Avrupa sömürgeciliğinin
ötekileştirdiği halklar gibi, “gelişmemiş”,
“geride kalmış”
Vezik “medenileştirilmesi
gereken”
insanlar olarak yeniden
ırksallaştırıldılar.


Sadece İsrail’de değil, Almanya başta
olmak üzere Batı’nın birçok ülkesinde
geçerli olan bu bio-ırkçılığın
bakışı altında Filistinliler “Holokost’un
kurbanlarının kurbanı”
olarak
özgürlüklerini kaybederek görünmez olur,
“tanınamaz, anlatamaz, yas tutamaz” hale
gelirler. Böylece Filistinlilerin sistematik
olarak insanlıktan çıkarılmalarıonlara “ölümle yaşamak” zorunda
kalan bedenlere dönüştürür. “Ölümle
yaşamanın”
aşırı şiddeti içinde cinsiyet,
çocukluk, aile gibi sosyal kategoriler
anlamını yitirir. Artık ortada, sorumlu
ya da masum bireyler değil, şiddet
uygulanabilecek bir “bedenler kütlesi”
vardır. Bu tarihin son durağında Gazze
soykırımı karşısında Batı’daki devletlerin
ve medyanın, “kulakları sağır edici”
sessizliği, koşulsuz İsrail desteği,
yalnızca bir ahlaki çöküş örneği değildir,
aynı zamanda onların, 80 yıl sonra yine
bir soykırımın kolaylaştırıcısı olduklarını
gösterir.

IRKÇILIK…

Bu yeni çağda, (emperyalist
kapitalizmin son yapısal krizi
içinde) ırkçılık, artık klasik biyolojik
ayrımlardan çok, kapitalist düzenin
“potansiyel” anlayışı üzerinden işliyor
(Kiarina Kordela: Varlık, Zaman, Bios). Artık önemli olan bir varlığın
“İnsan” olup olmaması değil, artık
değer üreten döngüye katkı sağlayıp
sağlayamayacağıdır. Kapitalist düzende
makine, gen, algoritma değerliyken
çocuk, kadın, yaşlı ya da hastalıklı
bedenler değersizleşir. Filistinli çocukların
“tehdit” olarak görülmesi, İranlıların,
Batı’nın tanımladığı “potansiyelin” dışında
görülmeleri, tam da bu bio-ırkçılığın
sonucudur.

Bu bio-ırkçı bakış altında “İnsanlar”
değil, bio-ölümsüzler (sonsuz potansiyeli
temsil eden, üretime dahil edilebilenler)
ve bio-ölümlüler (yalnızca biyolojik varlık
olarak, tüketilebilir görülenler). Günün
jeopolitiğinin diliyle: “Nükleer silahlara
sahip olma hakkına sahip olanlar ve
olmayanlar”
. Gazze’de, insan bedeninin
“Ashla’a”ya -parçalanmış bedenlere (Gala
Rexer)- indirgenmesi, o ontolojik ikilemin
somut ifadesidir. Artık mesele sadece
öldürülmek değil; ölülerin dahi insan
sayılmamasıdır: Louis Theroux‘rahibe,
“Yerleşimciler” (yerleşimciler) başlıklı BBC
belgeselinde konuştuğu yerleşimciler
ısrarla, “Filistinliler yok, yalnızca Araplar
var”, “Onlar ulus değil”, “halk değil”,
“Çocuk yok potansiyel terörist var”

diyorlardı.

VE İRAN

İran’a yapılan son saldırı da büyük
güçler arası rekabetin jeopolitik
hesaplarının yanı sıra, bu ayrımın farklı
bir yüzüdür. İran, “teknolojik potansiyeli
tehdit edici”
olarak tanımlanarak bio-ırkçılığın ters yönünden dışlanır.
Yani İran’ın üretkenliğinin niteliği
uygunsuzdur.
O nedenle, her halükârda
bombalanması, Batı’da ahlaki bir
tartışmaya bile konu edilmez.

Gerekçeler ise yine yalandır:
Netanyahu, “İran sonbahara kadar
onlarca bomba yapacak”
demiş
(2012’de); “Birkaç hafta içinde bomba
yapacak”
demiş, 2015’te. “Bombaların
planlarını ele geçirdik, işte bomba!”
demiş 2018’de (Daily Show ‘da, Jon
Stewart aktarıyor). Hâlâ ortada bomba
filan yok ama “büyük İsrail fantezisine”
kapılmış faşit-soykırımcı bir rejim ve onun
iktidarda kalmak için dünyayı yakmaya
hazır lideri var.

Gazze’de, “Hamas’tan kurtuluyoruz”
fantezisi peşinde soykırıma göz yuman
Batı, bu kez, “İsrail yeteri kadar zarar
verirse, molla rejimi değişebilir”
fantezisi
peşinde. Tahran yanıyor, insanlar
ölmeye devam ediyor; ölenlerin yüzde
90 sivillerden oluşuyor. Çocuklar? Onlar
çocuk değil, potansiyel molla.

Peki İran’da rejim yıkılır, kaos çıkarsa?
Önce yeni bir göçmen dalgası: Batı’ya
ucuza, yeni doktor, mühendis. Etraftaki
ülkelere de bakılmaya muhtaç garipler.
Peki, bölgede İsrail’i tehdit edebilecek,
Rusya ya da Çin ile iş yapabilecek başka
ekonomik, askeri güç kalıyor mu?

Bu Makaleyi Paylaşın
Yorum bırakın

Bunlara da Göz Atabilirsiniz.

Barcelona’nın Nico Williams transferinde sorun!

Barcelona'nın daha önce Athletic Bilbao'ya Williams'ın serbest kalma bedeli olan 62 milyon…

Haber Spot Haber Spot

Hollywood’un romantik komedisi Singin’ in the Rain müzikali sanatseverlerle buluşacak – Son Dakika Kültür-Sanat Haberleri

Samsun Devlet Opera ve Balesi (SAMDOB), Hollywood sinemasının romantik komedisi "Singin' in…

Haber Spot Haber Spot

Trabzonspor’un yeni transferi Wagner Pina, İstanbul’a geldi!

AAOluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2025 01:00Trabzonspor'un transferini duyurduğu Wagner Pina, İstanbul'a geldi.Trabzonspor'un…

Haber Spot Haber Spot
Abone Olanlar Okuyor

Victor Osimhen İstanbul’dan ayrıldı! İşte ilk fotoğraf… – Son Dakika Spor Haberleri

İmamoğlu’nun diploması İstanbul Üniversitesi veri tabanından silindi

Chelsea’ye 100 milyon Euro’luk stoper