Hatay ve Adıyaman başta olmak üzere deprem bölgesinin PM (partikül madde kirliliği) değerlerinin Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği değerlerin çok üstünde olduğuna dikkat çekilen raporda mevcut durumun kısa vadeli, önlem alınmazsa da uzun vadeli çok ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getireceğine dikkat çekildi. Hava kirliliği ve asbest seviyesinin bölgedeki tüm canlılar için tehdit oluşturduğu belirtildi.

Öte yandan Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta yapılan analizlerde asbest varlığının bilimsel yöntemlerle doğrulanmasının uzun erimde asbeste bağlı mezotelyoma, akciğer kanseri görülme sıklığını artırabileceği kaydedildi.

ATÖLYE YAPILDI

Çalıştayda hava kirliliği ve toza yönelik izleme araçları ve müdahale imkânlarının tartışıldığı atölye çalışmaları da yapıldı.

ÇALIŞMALARDAKİ ÖNERİ VE SORUNLAR

– Depremlerin kentsel alanda yarattığı felaket kadar, deprem sonrası halk sağlığını öncelemeyen uygulamalar da sağlıklı olma halini felakete dönüştürüyor.

– Tarım alanları, zeytinlikler ve nehir yataklarının rezerv alan ilanları ve kontrolsüz moloz dökümleriyle yok edildi.

– Kontrolsüz biçimde yapılan beton santralları ve taş ocakları yalnızca şehir merkezini değil, kırsalı ve orada yapılan tarım ve hayvancılığı da etkiledi.

– Deprem bölgesindeki toz ve hava kirliliği en fazla enkaz kaldırma, moloz taşıma, moloz dökümü inşaat alanında çalışan işçiler için tehdit oluşturuyor.

– Karar verme süreçlerinin topluma rağmen değil, toplumla birlikte yürütülmeli. n Hava kirliliği ve tozun nedenlerinin ve etkilerinin tüm yönleriyle ele alınması adına TTB, TMMOB, DİSK, KESK ve TBB çalıştayları devam ettirmeli, merkezi ve yerel organları ile her iki düzeyde izleme sorumluluğunu sürdürmeli.