haberspot.com.tr

‘Çalışmak gücüme güç katıyor’ – Son Dakika Cumhuriyet Pazar Haberleri

Contents‘EVDE HEP HASTALIK VARDI’NE DİNLİYOR?NE PAHASINA OLURSA OLSUN SAHNEYE ÇIKACAĞIM Türk pop müziğinin sesi, şarkıları, tarzı ve yaşamöyküsüyle en kendine özgü isimleri arasında Güliz Ayla.

Haber Spot
9 Dk Okundu

Türk pop müziğinin sesi, şarkıları, tarzı ve yaşamöyküsüyle en kendine özgü isimleri arasında Güliz Ayla. İstikrarlı üretimlerine bu yıl hız verdi ve onu hem teklileri hem de cover şarkıları ile sık sık duyar olduk. Son günlerde gündeme gelmesi nedeni ise Galatasaray’ın 25. şampiyonluk kutlamalarında babasının hatırası tespihiyle çıkıp bir anda göz yaşlarına boğulması ve sonrasında gösterdiği shane performansıydı. Ayla ile hem bu yılı hem küçüklüğünü hem de o geceyi konuştuk.

– Sizin açınızdan oldukça hareketli bir yıl oluyor. “Sur” tekliniz, Feridun Hürel ve Hümeyra saygı albümlerinde yer almanız ve konserler derken oldukça yoğun olmalısınız. Gidişattan memnun musunuz?

Çok memnunum, inanın keşke daha da yoğun olsam. Çalışmak gücüme güç katıyor. Bu yıl dinleyicimle daha fazla buluşma sözü vermiştim. Bir şarkıya söz yazarı ve besteci olarak bazen üretmek ve müzik sektörünün şartlarına yetişmek çok kolay olmuyor. Ama bu yıl ben de çok motiveyim, her şey için bastım gaza gidiyorum.

– Yakında isminizi hangi projelerde duyacağız?

Cover yılım oldu resmen. Çok güzel, ilki cover şarkı geliyor Selami Bilgiç ve Emrah Karaduman ile. Onların dışında şahane bir yeni şarkım daha var, Mert Carim’den aldığım. Albüm yapmak her zaman çok istiyorum, sanırım ona odaklanacağım artık. Maddi olarak da manevi olarak da yorucu bir süreç, tahmin edersiniz ki ama artık kariyerimin onuncu yılında üçüncü albümü hak ediyorum sanırım. (gülüyor)

– Bir müzisyen olarak üretim sürecinizi nasıl tanımlarsınız? Daha kaotik mi yoksa düzen içinde mi üretmeyi seviyorsunuz? Önce sözler mi çıkıyor genelde yoksa melodi ve sözler eşzamanlı olarak mı geliyor?

Benim asla bir dikiş tutturamadığım konu bu. Genelde bir şeyin üzerine “Haydi buna çalışayım” diye oturmam. Günlük hayat rutininde aklıma gelir sözler ve melodiler, televizyonda dizi izlerken bile yazabiliyorum bir şeyler. Üretmek için çalışmaya oturmak çok tarzım değil.

– Hareketli şarkılarınız, alışıldık pop tarzı şarkı altyapılarından çok daha farklı sesler içeriyor. Bu özellikle üzerinde durduğunuz bir konu mu yaratım sürecinde?

Biraz öyle. Benim dinlediğim müzikler, müziğe bakış algım gibi çok karışık. Gerçekten ayırt etmeden her şeyi dinlerim. Haliyle bu müzik yapış şeklime de yansıyor. Güvenli suların dışına çıkabildiğim tek alan sanırım müziğim. Onun dışında genel olarak hayatta güven çemberinin içinde yaşayan biriyim.

– Küçüklüğünüzde sizi müziğe yaklaştıran kişi kimdi?

Beni bugünkü gibi çok yönlü bir şarkıcı yapan kişi sanırım ablam. Çünkü çok küçükken ondan görerek yabancı müzik dinlemeye başladım. Şarkı söylemeyi sevdiğimi keşfettiğim günden beri aslında önce İngilizce şarkılar söyledim hep çünkü dil de çok hoşuma gidiyordu. Ablam olmasaydı şu an sadece Türkçe şarkı söyleyen biri olurdum ama sahnelerimde özellikle yabancı cover’lar yapmayı da çok seviyorum.

– Anouk’a hayran olduğunuzu belirtmiştiniz. Kendisi çocukluk idolünüz müydü? Bu konumu başka kimlerle paylaşıyordu?

Evet, çocukluk idolüm. Samsun’da kimse onun adını bile bilmezken ben elime gitar alıp orada burada onun şarkılarını söylüyordum. Konserine de gittim tabii ki. Bana az önce sorduğunuz müzikal farklılık sorusunun bir esin kaynağı da bu kadın aslında. Çünkü onun da kariyerine baktığımda çok farklı işlerle karşımıza çıkıyor hep. Kahramanlarım çok ama idolüm yok açıkçası. Ben her şeyi kendim gibi yapmaya çalışıyorum.

– Sanırım çocukluğunuz ve gençliğinizde müzikle ilgili hedef ve hayalleriniz daha bir rock’n roll temalıydı. Nasıl şimdi olduğu yöne evrildi?

Dediğim gibi küçükken çok yabancı şarkı dinlerdim ve bunlar genelde rock, metal ve grunge ağırlıklıydı. Konservatuvar sonrası back vokalist olarak çalışırken Türkçe popun içine girdim. Ama kendi kurduğum gruplarda yine yabancı söylüyordum. Profesyonel sahne hayatım aslında ikisini aynı anda yaparak başladı. Kendi şarkılarımı yazdığım için tarzımı kendim belirledim ama ben şimdi tabii ki farklı aranjörlerle ve prodüktörlerle çalışarak benim iskeletini yaptığım şeylerin daha renkli ve çeşitli duyulmasını sağlamaya çalışıyorum.

– Bugüne kadar hak ettiği değeri bulmadı ama eninde sonunda bir yerlerden çıkacak ve hak ettiği değeri bulacak dediğiniz bir şarkınız var mı?

Benim diskografim bu şarkılarla dolu. Çok fazla güzel şarkım olduğunu düşünüyorum, kimseciklerin bilmediği. Çok koyu hayranlar biliyor ve dinliyorlar tabii. Zaten benim hakkımda yazılan yorumların yarısı “underrated” kaldığım yönünde. (gülüyor)

‘EVDE HEP HASTALIK VARDI’

– Çocukluğunuzda iki kez ölümden dönmüşsünüz. Bu olay yaşamla ilgili size nasıl bir farkındalık kazandırdı?

Çocukluğumdan beri hastalıklarla ve ölümlerle mücadele eden biri oldum. 12 yaşında önce tip 1 diyabet ile tanıştım, aynı yıl babamı kanserden kaybettim. 2019 yılında da annemi kanserden kaybettim. Zaten son 30 yılını kanserle yaşamıştı ve ailemizde, evimizde sürekli hastalık vardı. Böyle şeylerle büyüyünce mecburen erken olgunlaşıyorsunuz. Ve hayatta hiçbir şeyin sevdiklerinizden daha önemli olmadığını anlıyorsunuz. O yüzden şöhret, para… Tabii ki hepsi çok güzel ama ben sevdiklerimi hiçbir şeyin önüne koymadım. Bu saatten sonra da bilerek koymam zaten.

– Bir müziksever olsanız, Güliz Ayla konserine neden giderdiniz?

O gece oradan çıkmayacağımı bilirdim. Performansı güzeldir, her şarkıyı çatır çutur söyler. Seyircisini mutlu eder ve repertuarında tahmin edemeyeceğiniz şarkılar vardır. (gülüyor) O yüzden gelin, buluşalım konserlerde.

‘Arabalarını değiştirirdi, tespihini değiştirmezdi’

– Galatasaray’ın şampiyonluk kutlamalarına hem performansınız hem de gözyaşlarınızla damga vurdunuz. Sizin için bu kutlamada yer almanın önemini ve yanınızda getirdiğiniz tespihin hikâyesini okuyucularımız için de anlatır mısınız?

Ben Galatasaraylı bir evde yetiştim. Rahmetli babam fanatik bir Galatasaraylıydı. Ablamı ve beni de öyle yetiştirdi. “Olmazsan Olmaz” şarkım tribünlerde ilgi görünce bu yıl, keşke beni şampiyonluk kutlamasına çağırsalar dedim. Bütün sezon boyunca bunu manifestledim (gülüyor). Sonra kutlamalara üç gün kala bir telefon geldi, “Sen de varsın” diye. O an zaten sevinçten ağlamaya başladım. O tespih de babacığımın. Arabalarını değiştirir ama vites topuzunda duran bu tespihini değiştirmezdi. Ben de ondan alışkanlık, arabamın vites topuzunda duruyor tesbihim hep. O gün Yenikapı’ya kutlamalara giderken tesbih gözüme ilişti, “Yanıma alayım, şans olur” dedim. Sahneye çıkmama 10 dakika kala falan da “Ben bununla çıkacağım, bırakamıyorum,” dedim yanımdakilere. Orada da bir posta ağlamaya başladık (gülüyor) Bütün gece ağladığım ama hep hayatımın en güzel günü olarak hatırlayacağım şahane bir anıydı.

NE DİNLİYOR?

– Son günlerde Spotify aramalarınızda hangi müzisyen veya şarkılar var?

Bol bol podcast var. Bir de yeni duyduğum birine taktım, Emrah Karaduman’dan öğrendim: Zedd. (gülüyor) Şimdi baktım, bir de Evanescence aratmışım. (gülüyor)

– Müzikal anlamda bir “guilty pleasure” söyleseniz…

Hangi birini söylesem acaba. (gülüyor) Hâlâ deli gibi “Party in the U.S.A.” dinliyorum, sanki 10 yaşındayım. (gülüyor)

NE PAHASINA OLURSA OLSUN SAHNEYE ÇIKACAĞIM

– Müzik kariyeriniz boyunca karşılaştığınız en büyük zorluk ne oldu ve bunu nasıl aştınız?

Ben kariyerim boyunca hep şanslı olduğumu hissettim. Çok kötü insanlarla karşılaşmadım, çok ağır bedeller ödemedim. Kadın olmanın zorluğunu her meslekte olduğu gibi yaşıyorum, yaşıyoruz ve bu toplum düzeninde yaşamaya da devam edeceğiz. Bir yandan diyabet yönetimiyle koşturmalı bir hayat zorluyor bazen ama onun dışında işimi çok seviyorum ve ne pahasına olursa olsun sahneye çıkacağım. Zaten bir zorluğu aşmanın en kolay yolu, yaptığın şeyi sevmek.

– Hemen her yeni teklinizde imajınızı yeniliyorsunuz. İmaj çalışması yaparken nasıl bir estetik kriter gözetiyorsunuz?

İnanın gözetmiyorum. Gece Pinterest’te dolaşırken bir saç modeli görmüş oluyorum veya bir makyaj tarzı. Sabah kalktığımda “Bu bana yakışır, bunu yapayım,” diyorum. (gülüyor)

– Yemek yapmayı seven birisi olarak asla yemeyeceğiniz bir yemek var mı?

Bamya ağzıma sürmem. Brokoliyi bayıla bayıla yememe rağmen karnabahar yemem. Sakatat asla yemem, ciğer falan hiçbir şekilde (gülüyor)

Bu Makaleyi Paylaşın
Yorum bırakın

Bunlara da Göz Atabilirsiniz.

ÜSKÜDAR BELEDİYESİ İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ – Takvim

GIDA ÜRÜNLERİ SATIN ALINACAKTIR ÜSKÜDAR BELEDİYESİ İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ TEKLİ PASTA ALIMI 2…

Haber Spot Haber Spot

Fenerbahçe’de transfer operasyonu! İşte o isimler…

Oluşturulma Tarihi: Haziran 15, 2025 21:27Geride bıraktığımız sezonu Jose Mourinho yönetiminde kupasız…

Haber Spot Haber Spot
Abone Olanlar Okuyor

Avrupa Ligi’nin en çok asist yapan 3 isminden biri Dries Mertens

Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Frangoyannis’ten istifa kararı

Konyaspor Başkanı Ömer Korkmaz’dan Galatasaray maçı sonrası isyan: ‘Merak ediyorum, Ahmed Kutucu atılmayacak mıydı?’