Meltem Fıratlı / meltem.firatli@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2025 07:00
Özellikle yapay zekâ üzerinden yaşanan teknoloji odaklı ABD-Çin savaşını İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erkan Saka ile konuştuk: “Bu rekabet, Türkiye için hem risk hem de fırsat sunuyor. Risk, büyük güçler arasında sıkışıp kalmak. Fırsatsa iki blok arasında stratejik bir konumda olmanın getireceği avantajlar…”

ABD ve Çin arasındaki teknolojik rekabeti uzun zamandır konuşuyorduk. Ancak Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturur oturmaz yapay zekâ altyapısını inşa etmek için 500 milyar dolarlık Stargate Projesi’ni açıklamasıyla rekabet adeta savaşa dönüştü. İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü’nden Prof. Dr. Erkan Saka teknolojik savaşın cephelerini, her iki ülkenin bundan sonra yapacağı hamleleri ve Türkiye’nin bu konudaki stratejisinin ne olması gerektiğini anlattı.
◊ Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturur oturmaz Stargate Projesi’ni açıklaması rekabeti savaşa mı dönüştürdü?
Bu hamle, ABD’nin yapay zekâ alanındaki liderliğini koruma ve Çin’in artan teknolojik gücüne karşı stratejik bir hamle olarak değerlendirilebilir. ABD’nin bu büyük ölçekli yatırımının, Çin’in 19 Ocak’ta açıkladığı yapay zekâ yatırım fonunun hemen ardından gelmesi dikkat çekici. Bu durum, iki ülke arasındaki teknolojik rekabetin artık açık bir şekilde ‘savaş’ boyutuna evrildiğinin bir göstergesi sayılabilir.
◊ Bu yarışı ‘21’inci yüzyılın soğuk savaşı’ olarak adlandırıyorsunuz. Bunu biraz açıklayabilir misiniz?
Tıpkı 20’nci yüzyıldaki ABD-
Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş gibi… Ancak bu kez silahlanma yarışı yerine algoritmalar, veri merkezleri ve çipler üzerinden bir rekabet söz konusu. Bu mücadele sadece teknolojik değil, aynı zamanda ideolojik ve stratejik boyutlara sahip. ABD liberal demokratik değerleri temsil eden bir ekosistem oluşturmaya çalışırken Çin kendi devlet kontrolünde bir yapay zekâ sistemi geliştirmeyi hedefliyor. ABD’liler bu durumu ‘Otokrasilere Karşı Soğuk Savaş 2.0’ olarak nitelendiriyor.

Dr. Erkan Saka
◊ Yapay zekâ pazarının büyüklüğü nedir?
Geçen yıl 279,22 milyar dolar olan küresel pazar büyüklüğünün bu yıldan 2030’a kadar yüzde 35,9’luk bir bileşik yıllık büyüme oranıyla (CAGR) 2030’da 1.811,75 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Bu büyüme otomotiv, sağlık, perakende, finans ve üretim gibi sektörlerde ileri teknolojilerin benimsenmesini hızlandırıyor.
‘Dijital egemenlik’
◊ Dünya çapında en çok kullanılan yapay zekâ araçları ABD’nin elinde. Bu durumda yarışta da önde diyebiliriz…
ABD yarışı açık ara önde götürüyor. 2024 yılında, geliştiriciler arasında en yaygın kullanılan yapay zekâ aracı yüzde 82 kullanım oranıyla ABD merkezli OpenAI’ın ChatGPT’si oldu. GitHub Copilot yüzde 44 ile ikinci sırada, Google Gemini yüzde 22 ile üçüncü sırada (Statista verilerine göre). ABD araştırma makaleleri, özel yatırım, patentler gibi temel göstergelerde diğer ülkelere göre önemli avantajlara sahip. 2023’te en yüksek kalitede yapay zekâ araştırması üretti, en fazla sayıda önemli makine öğrenimi modeli geliştirdi, en çok harcamayı yaptı ve en fazla yapay zekâ birleşme/satın alma faaliyetine sahip oldu.
◊ İki ülke arasında yapay zekâ savaşında asıl amaç küresel dijital altyapı üzerinde kontrolü ele geçirmek mi?
Yapay zekâ, sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda ekonomik, politik ve askeri güç için stratejik bir araç haline geldi. Küresel dijital altyapıyı kontrol eden ülke, dijital ekonominin kurallarını belirleyebilir, veri akışını yönetebilir ve dijital egemenliğini genişletebilir.
İki ülkenin bundan sonraki hamleleri ne olur?
Abd
◊ Yapay zekâ altyapısına yatırımı arttırmak.
◊ Çin’e yönelik çip ihracat kontrollerini sıkılaştırmak.
◊ Yapay zekâ teknolojisinin askeri uygulamalarını genişletmek.
◊ Müttefikleriyle teknolojik işbirliğini güçlendirmek.

ÇİN
◊ İhracat kontrollerini aşmak için yerli çip üretim kapasitesini geliştirmek.
◊ Açık kaynaklı yapay zekâ modelleri geliştirerek küresel etkisini arttırmak.
◊ Gelişmekte olan ülkelerle teknolojik işbirliğini derinleştirmek.
◊ Yapay zekâ standartları oluşturma çabalarını arttırmak.
‘Dengeli ilişkiler sürdürmek…’
Türkiye bu ‘savaş’ın neresinde?
Ülkemiz stratejik bir denge politikası izliyor, iki güç arasında bir yol bulmaya çalışıyor ve küresel teknoloji yarışında özerklik için çabalıyor. Bu stratejik denge politikası, Türkiye’nin her iki tarafla da ilişkilerini sürdürerek teknolojik gelişimini sekteye uğratmadan ilerlemesine olanak sağlayabilir. Bu rekabet, Türkiye için hem risk hem de fırsat sunuyor. Risk, büyük güçler arasında sıkışıp kalmak ve teknolojik bağımlılığın artması olabilir. Fırsatsa iki blok arasında stratejik bir konumda olmanın getireceği avantajlar ve kendi teknolojik kapasitesini geliştirme imkânıdır. Türkiye’nin bundan sonraki süreçte yerli yapay zekâ ekosistemini güçlendirmesi, stratejik teknoloji alanlarında özerkliğini arttırması, her iki güçle de dengeli ilişkiler sürdürmesi, bölgesel işbirliklerini geliştirerek teknoloji transferi imkânlarını arttırması ve yapay zekâ eğitimi ve yetenek gelişimine yatırım yapması kritik önem taşıyor.
Yarışta öne çıkan diğer ülkeler
Birleşik Krallık: Stanford’un Küresel Canlılık Aracı’na göre üçüncü sırada. Ve 2023’te ilk yapay zekâ güvenlik zirvesine ev sahipliği yaparak küresel liderlik konumunu güçlendirdi.
Birleşik Arap Emirlikleri: Yapay zekâda küresel bir lider olmayı hedefleyen Arap Emirlikleri, Teknoloji İnovasyon Enstitüsü gibi araştırma kurumlarına yatırım yapıyor ve şu anda beşinci sırada.
Fransa: Avrupa’dan çıkan en önemli büyük dil modeli Mistral’e de ev sahipliği yapıyor.
Singapur: Yapay zekâ alanında önemli yatırımlar yaparak ABD-Çin rekabetine katılma çabasında.

Rekabetin cepheleri
Çip üretimi ve ihracat kontrolleri: ABD, Çin’in ileri teknoloji çiplere erişimini kısıtlamak için ihracat kontrolleri uyguluyor.
Veri merkezi altyapısı: Stargate Projesi kapsamında ABD’de 20’ye kadar büyük yapay zekâ veri merkezi inşa edilmesi planlanıyor. Veri merkezleri, yapay zekânın ‘fabrikaları’ olarak görülüyor.
İleri yapay zekâ modelleri: OpenAI, Google, DeepSeek gibi şirketler tarafından geliştirilen büyük dil modelleri teknolojik üstünlüğün önemli bir göstergesi.
Askeri uygulamalar: Her iki ülke de yapay zekâyı askeri alanda kullanmak için yatırımlar yapıyor. ABD Savunma Bakanlığı ‘savaş alanında yıllarca sürecek kesin üstünlüğü sağlamak’ için yapay zekâ yeteneklerini hızlandırmayı amaçlayan bir strateji yayımladı.
Yarı iletken endüstrisi: Yapay zekâ çağında yarı iletken sektörü büyük önem kazanıyor. Özellikle
GPU ve NPU gibi yapay zekâ çiplerinin üretimi stratejik bir öncelik oldu.