MHP lideri Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıyla başlayan İmralı süreci, terör örgütünün beklenen kongresini topladığını açıklamasıyla farklı bir noktaya evrildi. Terör örgütünün fesih kararını her an açıklaması bekleniyor. İYİ Parti’nin Grup Başkanvekili Turhan Çömez, sürecin perde arkasını Cumhuriyet’e anlattı.
PKK’nın silah bırakmasının arkasında küresel oyun kurucularının hazırlamış olduğu bir proje olduğunu vurgulayan Çömez, “AKP 23 yıl önce iktidara geldiğinde bu ülkede terör neredeyse sıfırdı ya da sıfırlanmıştı. Fakat yıllar içerisinde çok sayıda güvenlik görevlimiz, askerimiz, polisimiz, sivil insanlarımız maalesef teröre kurban edildi. Hatta Bahçeli’nin çağrısının hemen ardından Ankara’da TUSAŞ’a yapılan alçak saldırı neticesinde masum vatandaşlarımız hayata veda etti. Teröristlerin YPG’li teröristler olduğu Suriye’den geldiği ortaya çıktı” dedi.
‘İKTİDAR HESAP VERMELİ’
Çömez, “Şu soruları sormak zorundayız. 23 yıldır neredeyse sıfırlanan terör neden tırmandı? Terörü bitirmek için neler yaptınız, neler yapmadınız ya da yapamadınız? Terörü bitirebilmek için ekonomik, demokratik, hukuki, askeri, istihbari, diplomatik gerekli önlemleri zamanında aldınız mı, almadınız mı? Almadıysanız neden almadınız ve neden başarısız oldunuz? Öncelikle iktidarın bu konuda Türk milletine bir hesap vermesi lazım. Neden başarısız olduğunu, neden yetersiz olduğunu kamuoyuyla paylaşması lazım” ifadelerini kullandı.
‘SURİYE’DE DE BİR OTONOM KÜRT DEVLETİ KURULACAK!’
Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt konferansı gerçekleştirildiğini anımsatan Çömez, “Bu konferansta Suriye’nin yeni anayasası tartışıldı. Suriye’de de bir Kürdistan bölgesi kurulmasının zemini oluşturuldu. Toplantıya katılanların önemli bir kısmı PKK üyesiydi. Bunların 7 tanesi Türkiye’nin kırmızı bültenini aramış olduğu azgın teröristlerdi. Türkiye’nin hiçbir ses ne yazık ki çıkmadı. Irak sürecinde anlattığım gibi Suriye’de de bir altyapı çalışması başladı. 825 okul yaptık biz bölgeye. Devlet kurumları yaptık. Hastaneler yaptık. Suriye’nin kuzeyinde kurulmakta olan otonom Kürt Bölgesi’ne hediye etmek üzere gerçekleştirdik. Elektrik veriyoruz. Aynen Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de bir otonom Kürt devleti kurulacak” ifadelerini kullandı.
‘ERDOĞAN’IN DA BEKLENTİSİ KOLTUKTA KALMAK’
Çömez, şunları kaydetti:
“PKK’nın silah bıraktık açıklamasının ardından Türk kamuoyu ikna edilmek için bir reklam çalışmasına başlanacak. Halkı ikna etmek için bu süreç başlatıldı ve çalıştırıldı. Amerika’nın beklentisi bu. Erdoğan’ın da beklentisi koltukta kalmak, bu süreçte Amerika ile herhangi bir çatışma, tartışma veya bir sürtüşmeye girmemek. Erdoğan’ın hayalini gerçekleştirebilmesi için ne olması lazım? Ya anayasanın değişecek ya da 2027’nin sonunda bir erken seçim kararıyla Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesinin önü açılacak. Anayasa konusunda Erdoğan çok emin değil. Çünkü AKP, MHP, HÜDA PAR ve şu anda artık bana göre koalisyon ortağı olmuş DEM Parti’nin milletvekili sayısı anayasayı değiştirmeye yetmiyor. 360’ı aşıyorlar, 380’leri buluyor. Fakat bu durumda referanduma gitmesi lazım ve Erdoğan bunun geri döneceğini biliyor.”
‘DEĞİŞİKLİKLE TÜRK VATANDAŞLIĞI KALDIRILACAK!’
Erdoğan’ın şu anki planının DEM Parti ile uzlaşıp 2007 sonbaharında erken seçime gitmek veya DEM Parti’nin kendi adayını çıkartıp, bu sayede muhalefetin oylarını bölmek olduğunu ifade eden Çömez, “DEM Parti’nin kafasındaki de şu: Önüne büyük bir fırsat geldi. Küresel oyun kurucular bir projeyi hayata geçiriyorlar. Bu projede iki tane maşa var veya enstrüman var. Bunlardan bir tanesi terör örgütü PKK veya onun çatı yapısı KCK ve dört ülkedeki uzantıları. Yanı sıra PKK’nın siyasi uzantısı DEM Parti. Bunun üzerinden DEM Parti, Anayasa değişsin istiyor. 1, 2, 3, 4. maddeler değişsin istiyorlar. Tabi buna güçlerin yetmeyeceğini biliyorlar. Böyle bir güç kimse de yok” dedi. Çömez, “Anayasanın 1-2-3-4’ü değiştirmeyle ilgili adım atabileceklerini tahmin etmiyorum. Belki ufak tefek revizyonlar yapmak isteyecekler. Burada şiddetle itiraz edeceğiz. Anayasa 42’yi değiştirmek istiyorlar. Hem Türkçe hem Kürtçe eğitim dili olsun istiyorlar. Türkiye’nin bölünmesiyle ilgili atılacak en radikal adım olur. Öte yandan özellikle vurguladıkları bir başka beklenti de 66. madde. Bunda yapılacak bir değişiklikle Türk vatandaşlığı kavramını kaldırarak Türkiyelilik kavramını getirmeye arzu ediyorlar ki bu da bizim ulus devlet kimliğimize şiddetle aykırı olan bir tavır ve tutum” ifadelerini kullandı.
‘ÇOK CİDDİ PAZARLIKLAR VAR’
İmralı heyetinin Öcalan’ın mektubunu okuduğunu anımsatan Çömez, “Mektubu okumanın ardından merhum Önder bir açıklama yaptı. Dedi ki teröristbaşı Öcalan’ı kast ederek kendisini ilettiği bir başka not da var dedi. Neydi o not? Demokratik siyaset ve hukuki altyapı. Kandil’den gelen açıklamalarda da buna yer verildi. Şimdi artık yavaş yavaş yapılan pazarlıklar ve planlar ortaya çıkıyor. Çok ciddi pazarlıklar var. Amerika ile yapılan pazarlıklar var. PKK ile yapılan pazarlıklar var. DEM parti ile yapılan pazarlıklar var. Onların bütün uzantıları ve unsurlarıyla sürdürülen pazarlıklar var” dedi.
‘ÖCALAN’A İMRALI’DA SARAY!’
Çömez, “Orada kullanılan ifadede demokratik siyaset ifadesinde beklenen şu. Terörist başı Öcalan’ın umut hakkıyla cezaevinden çıkması, İmralı’da kendisine küçük bir Saray inşa edilmesi ve buradan arkadaşlarıyla görüşerek siyasete dahil olması. Önümüzdeki dönemde DEM Parti adını değiştirip yeni bir parti hüviyetine kavuşursa ve süreç istedikleri gibi ilerleyip, terörist başı cezaevinden çıkarak örgütünü ve siyasal uzantısını yönetecek hale gelirse kimse şaşırmasın. Böyle bir hazırlık var, böyle bir süreç işletiliyor” ifadelerini kullandı.
‘ÖN KOŞUL ZİKREDİLMEYECEK’
Demokratik siyasetten kast edilen bir başka konunun da kayyumlar meselesi olduğunu söyleyen Çömez, “DEM Partili bazı belediyelerindeki kayyumlarıyla ilgili adımlar da atılacak. Gelelim hukuki revizyonlara. TCK’nın bazı maddelerini değiştirmek istiyorlar. 302, 309, 314. İnfaz yasasını değiştirmek istiyorlar. Tüm bunları 10. Yargı Paketi adı altında parlamentoya getirecekler. Burada arzu edilen 7 bin PKK’lının affedilmesi ve cezaevinden salıverilmesi arzu ediliyor. Tüm bunları hayata geçirirlerse PKK için büyük bir zafer olacak. Türkiye’nin demokrasi tarihine büyük bir kara leke olarak geçecek ve Türkiye’nin bölünmesiyle ilgili arkasında emperyal güçlerin, küresel oyun kurucularının olduğu bir proje ne yazık ki hayata geçmiş olacak. Bizim itiraz noktamız temel olarak bu” dedi. Çömez, “Bugün terör örgütünün bir silah bırakıyoruz tarzında bir açıklama yapması da bekleniyor. Fakat kamuoyu çok hassas olduğu için bunların uzun vadeli tartışma yaratmasını önlemek adına da bir şart ya da ön koşul zikredilmeyecek. Burada planlanan biz silah bıraktık diyerek kamuoyu ikna edilecek. AKP, MHP ve DEM Partili kimi siyasilerin Türkiye turuna çıkarak milleti ikna etmek için aynen geçtiğimiz dönemde akil adamlar heyeti gibi bir çaba ve bir çalışma içerisine gireceklerini de tahmin ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘PKK’LILAR SİLAHLARI TÜRKİYE’YE TESLİM ETMEK İSTEMİYORLAR’
Şu anda PKK’nın 3 bin 500 civarında bir terörist kadrosunun olduğunun tahmin edildiğini ifade eden Çömez, “Bunların bir kısmı Suriye vatandaşı, bir kısmı Irak vatandaşı, bir kısmı da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Suriye uyruklular Suriye’ye geçecek, YPG, PYD’ye katılacaklar. Irak uyruklular Irak’ta kalacak, Barzani’nin askerleri arasına dahil olacaklar. Türk uyrukluları her iki tarafta istemiyor. Türk uyruklu PKK kalıntılarını dünyalarına barındırmak istemiyorlar. Onlar için de Türkiye’de bir af planı var. Ancak bu unsurlar Türkiye’ye gelmek istemiyorlar. Bu soru işaretlerinden bir tanesi” dedi.
Çömez, “Bir diğeri de silahların nereye teslim edileceği. PKK’lılar silahları Türkiye’ye teslim etmek istemiyorlar. ünkü silahlarda yapılacak incelemelerle bunların hangi terör eylemlerinde kullanıldığı ortaya çıkacak. 15 Nisan’da Kandil Dağı’nda bir toplantı yaptı PKK ve bu toplantıya yine edindiğimiz bilgiler çerçevesinde terörist başı Öcalan bir görüntülü mesaj gönderdi. Ancak Kandil Dağı’da yapılan toplantıda büyük tartışmaların yaşandığı, Öcalan’ın görüntülü mesajının kabul edilmeyeceği, mutlaka toplantılara canlı katılması gerektiği ve kararı terör örgütü içerisindeki elebaşların vermesi gerektiği vurgulandı ve bu Ankara’ya iletildi” ifadelerini kullandı.
Ankara’nın da bir plan yaptığını belirten Çömez, “Son toplantı Süleymaniye yakınlarında Asos Dağı’nda gerçekleştirildi. Bu Asos Dağı aslında Kandil’in devamı niteliğinde bir dağ. Öcalan bu toplantıya yaklaşık bir saate yakın bir canlı görüntülü katılım gerçekleştirdi. Burada zaman zaman aralarında ciddi tartışmaların sert konuşmaların olduğu da ifade ediliyor. Ancak nihayetinde Öcalan’ın dediği oldu” dedi.
‘İHANET PROJESİ!’
Çömez, “Bu süreç bir ihanet projesidir. Bu sürecin altında imzası olan, bu süreci ortaya atan, bu süreci savunan, bu süreci onay veren, destek veren, yol açan, omuz veren her kim varsa tarihin karanlık sayfalarında bir ihanet projesinin paydaşı olarak yer alacaklardır. Biz sürece net olarak itiraz ediyoruz. Türkiye’nin bölünmesi için atılmış önemli bir adımdır” dedi.