AKP iktidarı, özellikle Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından “kentsel dönüşüm”ü bir rant aracına dönüştürdü. İstanbul’un iki ucunda yurttaşlar kentsel dönüşümün talan odaklı uygulamalarına karşı mücadele ediyor. 6 Şubat depremlerinin ardından çıkarılan ve “mülksüzleştirme kanunu” olarak da nitelendirilen 6306 sayılı “rezerv alan” yasası ile seçilen alanların “rezerv yapı alanı” ilan edilerek kamulaştırıldığını ve bu yoldan rant yaratıldığını vurgulayan yurttaşların tepkisi sürüyor.
2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda ise 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında 59 ilde 282 riskli alan, 38 ilde 184 kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ve 11 ilde 21 yenileme alanı ilan edildiği bilgisi yer aldı. Ayrıca yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere 70 ilde 60 bin hektar büyüklüğünde rezerv yapı alanı belirlendi.
Öte yandan AKP’li Başakşehir Belediyesi’ne bağlı Şahintepe Mahallesi sakinleri uzun süredir “rantsal dönüşüm”e karşı yaşam alanlarını savunuyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “çılgın proje” olarak nitelendirdiği Kanal İstanbul güzergâhında yer alan Şahintepe’de kentsel dönüşüm çalışmaları 2012 yılında mahallenin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından rezerv alanı olarak ilan edilmesiyle başladı. Belediyenin iştirak firması Başakkent Anonim Şirketi’nin yetkisiz şekilde bölgedeki arsalar üzerinde kentsel dönüşüm çalışması yürütmesine mahalle halkı karşı çıktı. Konuyu yargıya taşıdı ve mahkeme 15 ada,16 ada, 11 ada ve 2’inci 16 adada şirketin faaliyetlerini iptal etti. Belediye istinaf mahkemesine başurdu ancak İstanbul 2. İdare Mahkemesi belediyenin talebini reddetti. Şahintepe Barınma Hakkı Meclisi’nden Uğur Çelikok, yaşadıkları süreci Cumhuriyet’e anlattı.
‘YABANCIYA PEŞKEŞ’
Murat Kurum’un yeniden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olmasının ardından rant odaklı politikaların arttığını söyleyen Çelikok, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı davalar sonucunda Kanal İstanbul’un imar planları iptal edildi. Şahintepe halkının açmış olduğu imar iptal davaları süreci bozguna uğrattı. Bunun ardından yeni imar planları çıkarılmaya başlandı. Yakın zamanda bu bölgeye dair de yeni imar planı çıkarılacağı söyleniyor. Şu an faaliyetleri kaybettikleri davalar neticesinde yavaşlamış olsa da rant odaklı uygulamalardan vazgeçmiş değiller” dedi.
Mahalle sakinlerinin binlerce dava açtığını kaydeden Çelikok, “Bizleri evlerimizden çıkarıp, mahallemizden sürmek istiyorlar. Buna karşı mücadelemiz sürüyor. Bölgedeki arsalar yabancılara peşkeş çekiliyor. Sazlıbosna Barajı’nın yer aldığı bölgeleri imara açıp özellikle yabancı sermayeye satıldığını görüyoruz. Verilen ilanda mülkiyet hakkının sınırlandırılmadığını yazıyorlar. Yabancıya böyle bir vaat sunuyorlar ancak bizi evlerimizden atmaya çalışıyorlar” ifadeleri kullandı.
‘POLİS ZORUYLA TAHLİYE’
AKP’li Ümraniye Belediyesi ise Topağacı Mahallesi’nde yurttaşlara mahallenin rezerv alan ilan edildiği ve evlerini tahliye etmelerinin gerektiğini belirten tebligatlar gönderdi. Tebligatta bir ay içerisinde binaların boşaltılması gerektiği belirtildi. Ayrıca yarın mahallenin elektriğinin kesileceği iddiası da gündeme yansıdı. Mahalle sakinlerinden Duygu Demirci, yetkililerin kendilerine baskı uyguladıklarını söyledi. Birçok usulsüz uygulama olduğunu ve konuyu yargıya taşıdıklarını söyleyen Demirci, “Mahallemizi bir günde rezerv yapı alanı ilan ettiler. Okuma yazma bilmeyen insanlardan imza aldılar. Elektriğimizi kesmeye gelecekleri söyleniyor. Tahliye yazısı gönderiyorlar. Bu hafta bu süre bitecek. Eğer tahliye etmezsek polis zoruyla evimizden atacaklarını söylediler” ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.