9 şüpheli dava kapsamında; geçen
kasım ayında İstanbul ve Antalya’daki
bazı Milli Emlak arazilerinin satışı
vaadiyle bir avukatı 40 milyon
lira dolandırdıkları, bir kuyumcu
ve oğlundan da altın kotasının
yükseltilmesi vaadiyle zorla 200 bin
dolar aldıkları ve 400 bin dolarlık
da senet imzalattıkları iddiasıyla
yargılanıyor.
Yağma” ve “cebir kullanarak
kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”
suçlarından yargılanan sanık Mirze
Aylanç, davanın müştekilerinden
Mehmet Salih Aydar’ın akrabası
olduğunu belirterek “Bana dedi ki
‘Ankara’da üst düzey tanıdık var
mı?’ Teoman diye bildiğim aslında
Zekeriya Kaya (sanıklardan) adlı
arkadaşımla konuştular. Ankara’ya
gittik, bizi Zekeriya Kaya karşıladı.
Ben görüşmelerinde altın kotasının
ne olduğunu bilmediğim için
konuşmadım” diye konuştu.
‘SAĞDA, SOLDA BAKAN…’
Müşteki Aydar’ın kendisine “Kardeş
bu iş olursa sana daire vereceğim”
dediğini aktaran Aylanç, sanık Serkan
Arslan’ın dava konusu yer olan ve
pazarlığın yapıldığı villasına ilişkin,
“Mehmet bana dedi ki, ‘Baksana
sağda Hakan Fidan (dışişleri bakanı),
solda başka bakan! Bu boş adam değil’
dedi. Korumaların ‘Parayı vermezsen
ayağına sıkarım’ dediğini duymadım.
Olsa söylerdim” dedi.
Dava konusu villanın yanındaki
villanın Fidan’ın olduğunu belirten
Kaya,“Korumaları var. Villanın
çevresi çakarlı araçla dolu. Hani biz
onu rehin almışız ya, ‘Hayır!’ diye
bağırsa saniyesinde villaya 50 polis
girer” dedi. Olayın yaşandığı zaman
firari olduğunu belirten Kaya, “Ben,
Mirze ve Mehmet (müşteki) aracıyız.
Komisyonumuza bakıyoruz. İşin
resmiyete erip para almaya bakıyoruz”
ifadelerini kullandı. Kaya, sanık Serkan
Arslan’ın kendisini “MİT personeli”
olarak tanıttığını aktardı.
Arslan, “Bu olaydan sonra beni
mafya liderleri aradı. Diğer kuyumcular
piyasadan çekilmiş. Böyle olunca
Aydar parayı alan olarak gözüktü”
dedi. Mahkeme başkanı, tutuklu
sanıkların tutukluluk hallerinin,
diğer sanıkların adli kontrol kontrol
şartlarının devamına karar vererek
mahkemeyi 26 Mart’a erteledi.