Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük İstanbul’da yaşanan depremden sonra Aile Sağlığı Merkezleri’nin (ASM) depreme dayanıklı olmadığını gündeme getirdi. Mengücük, “ASM’ler, her mahallede hizmet sunmaları nedeniyle stratejik bir öneme sahip. Buna rağmen, Sağlık Bakanlığı denetimlerinde depremle ilgili hiçbir kriter aranmıyor. Yeni açılacak bir sanal ASM için kapı genişliğinden rampa eğimine kadar pek çok ayrıntı şart koşulurken; binanın yaşı, deprem yönetmeliğine uygunluğu ya da dayanıklılığı sorgulanmıyor. İstanbul ve İzmir gibi yüksek riskli bölgelerde, aile hekimlerinden yıkım kararı verilen binaları boşaltmaları isteniyor fakat kamu tarafından alternatif bir yer gösterilmiyor. Hekimlerin kendi imkânlarıyla yeni mekânlar bulması isteniyor.” dedi.
‘İHMALİN FATURASI ÇOK AĞIR OLABİLİR’
Birlik ve Dayanışma Sendikası olarak ASM’lerin depreme dayanıklı, müstakil, sağlık hizmetine uygun kamu binaları olması gerektiğinin altını çızen Mengücük, “Güçlendirilmiş, mühendislik standartlarına uygun şekilde inşa edilen ASM’ler, olası afet durumlarında hem sağlık hizmetinin sürekliliğini sağlar hem de bölgenin acil ihtiyaçlarına yanıt verebilir. Ancak bugüne kadar ne deprem ne de başka olağandışı durumlar için birinci basamak sağlık hizmetlerinin rolünü ciddiyetle ele alan bir kamu planlaması yapılmamıştır.
İstanbul’da 1000’in üzerinde ASM bulunuyor. Yaklaşık yüzde 70’i kamu binasında yer alırken kalanlar hekimlerce kiralanan, genellikle apartman zemin katlarındaki mekânlar. Bu merkezlerin fiziksel koşulları hekimler tarafından sağlanıyor. Ancak olası bir depreme dayanıklı olup olmadıkları açısından önemsenmiyor. Yıllardır İstanbul’da büyük bir depremin beklendiği biliniyor. Ancak bugüne kadar ASM’leri merkeze alan hiçbir ciddi yeniden yapılandırma çalışması yapılmadı. Bu ihmalin faturası çok ağır olabilir” diye konuştu.