SELİN BAYCAN ‘AŞİNA’ (LAL RECORDS)
Peyzaj mimarlığından
müzisyenliğe transfer olmuş
Selin Baycan ama ikinci
uğraşısının da mürekkebini
yalamış, dirseğini çürütmüş.
2019 yılından bu yana şarkılar
üreten Selin, şimdi ilk albümü
“Aşina”yı aldığı mesafenin kanıtı
olarak piyasaya sürüyor.
İlk kez Kadıköy kalabalığının
içinden çıkan enteresan bir
ana akıma dahil olarak sesini
duyurmuş olsa da aradan geçen yıllar ve
şarkılar gösteriyor ki yeni yeni kendine
geliyor, daha özgün bir yola giriyor bu
albümle birlikte.
4AD sanatçılarına has buğulu, derin
ve gizemli bir soundun ve yarı semavi
atmosferin paralelinde seyreden albümde
bulunan sekiz şarkı, şehirli bir
genç kadının hem kırılganlığını
hem de gücünü bir arada
sergiliyor. Her ne kadar bundan
30 yıl öncesinin ruh hallerini
yansıtsa da (özellikle sade piyano
düzenlemeleriyle ve şairane
sözleriyle) günümüze duygusal
bir şekilde uyarlanmış bir şarkı
yazarlığı örneği veriyor.
Gerek prodüksiyonu, gerekse
de sözlerinin olgunluğu
açısından iyi bir ilk albüm. Çalgısal yönden
de öyle; her haliyle dengeli ve modern pop.
Bilhassa kötü seslerin kol gezdiği müzik
ortamında, iyi kadın seslerinden birini
bize takdim ediyor oluşu bile yeterli. Selin
sıradaki çalışmalarında sesinin gücünü
daha fazla öne çıkarmalı.
THREE SHADOWS ‘SACRED LAND OF SOUNDS’ (PB MÜZİK) BAŞYAPITLAR MÜZAYEDEDE
Piyasanın ne yönde
seyrettiğini iplemeden,
nereden ne kazanç elde ederiz
diye düşünmeden, idealler
uğruna yapılan albüm sayısı
gün günden azalıyor. Three
Shadows’un ilk albümü “Sacred
Land of Sounds” tam olarak
böyle bir örnek.
Three Shadows geçmişe saygı babından
bir proje. Üyelerinden biri parçaların
bestecisi Servet Kızılkan. Kızılkan gönlü
doğada, bedeni kurumsal hayatta olan
bir tutku insanı. Diğeri söz yazan Belgin
Yücelen. Yücelen ise disiplinler arası
çalışan, sanatı hayal gücüne dayalı, çok
yönlü bir sanatçı. İngilizce 10 kısa şarkıdan
oluşan 32 dakikalık bu albümde bir söz
yazarı daha bulunuyor: Ömer Tunabaş.
“Albümünün düzenlemelerinin
ve kayıtlarının arkasında ise
çok yakından tanıdığımız
(gitar, bas ve vurmalı çalan)
biri var: Sıra dışı prodüktör
Hakan Kurşun. Eşliklerde
davulcu Ediz Hafızoğlu
ve gitarcı Ozan Kızılkan’ı
dinliyoruz. Hissettikleri gibi
çalan müzisyenler adeta geçmişlerinde
dinlediklerinin özetini çıkarıyorlar burada.
Gece vakti geçilen bu özette kaygılı,
tutkulu, içine kapanık, melankolik, yalnız
ve düşünceli şarkılar var.
“Sacred Land of Sounds”u dinleyince
canım Lou Reed’in “Coney Island Baby”,
Neil Young’ın “Comes a Time” ve Nick
Cave’in “The Boatman’s Call” albümlerini
çekti nedense.