Filmler bittikten sonra ellerinde boş içecek kasaları ve çöp torbalarıyla içeri dalıp yerlerdeki boş şişeleri, çöpleri topluyorlar. Artık salonlar hemen ardından başlayacak yeni festival filmine hazır.
101 FİLMİN DÜNYA PRÖMIYERİ
Bunlar yalnızca 30 Ocak-9 Şubat arasında düzenlenen 54. Uluslararası Rotterdam Film Festivali’nin (IFFR) kentin çeşitli yerlerine dağılmış 25 gösteri yerinden birkaçı. Diğer sinemalarda da iş insanları, politikacılar, hukukçular, genç öğrenciler, işsizler hep beraber bu ünlü film festivalinin 800 gönüllüsünden biri olarak dokuz gün boyunca çalıştılar. Kariyerine, yaptığı işe bakmadan gelip sinemada bu gönüllü işe talip olup eksiksiz bir festival ortaya çıkmasına katkıda bulundular.
Festivalde yer alan 94 ülkeden 742 filmi bu yıl 296 bin sinemasever izledi. IFFR 2025’te Kaplan Ödülü, Büyük Ekran Yarışması, Seyirci Özel Ödülü ve Kaplan Kısa Film Yarışması’nın kazananları da son gün açıklandı. Festival kapsamında aralarında Türkiye’den filmlerin de olduğu tam 101 filmin dünya prömiyeri yapıldı.
Bu yılın Büyük Kaplan Ödülü, Hırvat Yönetmen Igor Bezinoviç’in “Allah Kahretsin” filmine giderken jüri sözcüsü şunları söylüyordu: “Aşırı milliyetçiliğin Avrupa’da yükseldiği bir dönemde, geçmişin özeleştirisi şakacı bir yolla ve ustaca ele alınmış…”
İLK KEZ TÜRKİYE’DEN 5 FİLM
Bu yılın Seyirci Özel Ödülü Brezilyalı yönetmen Walter Salles’in çektiği “I’m Still Here” filmine verildi. Bu film, aynı zamanda ülkesinin Oscar adayı olarak bir yarışmaya daha katılacak.
Bu yıl ilk kez Türkiye’den beş film yer aldı festivalde. Timuçin Esen’in başrolünü oynadığı Pelin Esmer’in “O da Bir Şey Mi” filmi beğenilenler arasında yer aldı. Yine başrollerini Ekin Koç, Erkan Kolçak Köstendil, Ercan Kesal, Hazar Ergüçlü’nin paylaştığı “Öldürdüğün Şeyler” filminin yönetmen koltuğunda İran asıllı Amerikalı yönetmen Alireza Khatami oturuyor. Festivalin en ilginç filmlerinden birisi Uçan Köfteci’ydi. Rezan Yeşilbaş’ın yönettiği, Nazmi Kırık, Selin Yeninci’nin başrolleri paylaştığı film Diyarbakır’da çekilmiş. Filmde insanlar üzerindeki baskılar mizahi bir dille ele alınmış.
2013’teki Gezi Parkı protestolarına dair görüşler, ceza infaz sistemi üzerine eleştiriler, Türkiye’de sansürün giderek ağırlaştığı bir dönemde, sanatçıların ve sinemacıların seslerinin giderek daha fazla susturulması, muhalif sinemacılara yönelik artan davalar, hapis tehdidiyle derinleşen otosansür uygulamalarının anlatıldığı belgesel film “Görünür Görünmez: Bir (oto) sansür antolojisi” de festivalde beş kez gösterimle en fazla perdeye gelen filmlerden birisiydi.
BİLGİNER’IN PERFORMANSI UNUTULMAZ
Bu sezon üzerinde en çok konuşulan filmlerden birisi hiç şüphesiz Maria’ydı. Angelina Jolie’nin ünlü soprano Maria Callas’ı canlandırdığı film, her seferinde biletleri günler öncesinde biten salonlarda gösterildi. Filmde Callas’ın bir dönem sevgilisi olan İzmir doğumlu ünlü Yunan armatör Aristoteles Onasis’i oynayan Haluk Bilginer, uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir performans sergiliyordu… Filmin sonunda Jolie, Bilginer ve Favino’yu ayakta alkışlıyorduk…
Meetkanlar@gmail.com
