Antalya, 6-9 Şubat tarihleri arasında Uluslararası Kalıtsal Kanserler Kongresi’ne ev sahipliği yaptı. Kundu Turizm Merkezi’ndeki beş yıldızlı bir otelde düzenlenen kongreye ABD, İngiltere, İspanya, İtalya, Yunanistan, Almanya ve Türkiye’den 450 katılımcı ile toplam 15 yabancı bilim insanı katıldı. Kongrenin amacı, kalıtsal kanserlerle ilgili farkındalık yaratmak, erken teşhis yöntemlerini geliştirmek ve önleyici tedavi stratejilerini yaygınlaştırmaktı.

“HER YIL 25-30 BİN AİLE KANSERLE KARŞI KARŞIYA KALIYOR”

Kalıtsal Kanserler Derneği Başkanı ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, kongre hakkında yaptığı açıklamada, kalıtsal kanserlerin toplum üzerindeki etkisine dikkat çekerek, “Kansere yol açan en önemli unsurların başında çevresel faktörler geliyor. Sigara, sağlıksız yaşam, sedanter beslenme ve alkol bunlardan bazıları. Ancak neredeyse tüm kanserlerin yüzde 10 ila 20’si kalıtsal nedenlere bağlı olarak gelişiyor. Türkiye’de yılda yaklaşık 250 bin yeni kanser vakası görülüyor ve bu da her yıl 25-30 bin ailenin kanserle karşı karşıya kalması anlamına geliyor. Bu çaresiz gibi görünse de, erken tanı ve doğru tedavi yöntemleriyle bu ailelere umut olabiliriz” dedi.

Prof. Dr. Özdoğan, kalıtsal kanserlerin toplum için büyük bir risk oluşturduğuna dikkat çekerek, “Bu organizasyonu gerçekleştirirken sadece Türkiye’den değil, Amerika ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden bilim insanlarıyla bir araya geldik. Gelecek yıllarda kongremizin daha da büyüyerek sağlık otoriteleri ve sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle daha büyük bir farkındalık yaratacağına inanıyoruz” diye ekledi.

“TARAMA TESTLERİ YETERLİ DÜZEYDE DEĞİL”

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Ürün ise erken teşhisin kanserle mücadelede kritik öneme sahip olduğunu belirterek, “Bu kongre sayesinde kalıtsal kanserlerle ilgili farkındalığı artırmayı hedefliyoruz. Mevcut kanser vakalarının en iyi şekilde tedavi edilmesini sağlarken, aynı zamanda risk altındaki bireyleri belirleyerek erken tanı koymak ve doğru takibi sağlamak istiyoruz” dedi.

Toplumda erken teşhis konusunda farkındalığın artığını ancak tarama testlerinin hala yeterli düzeyde olmadığını vurgulayan Ürün, “Toplumda erken teşhise dair bilinç artmış olsa da, tarama testlerinin yaygınlaşması için daha çok çalışmaya ve bilgilendirmeye ihtiyacımız var. Doğru bilgilerle kamuoyunu bilinçlendirmek çok önemli” şeklinde konuştu.

“KANSER GENETİK BİR HASTALIKTIR”

Kongrede konuşan Kalıtsal Kanserler Derneği Başkan Yardımcısı ve Tıbbi Genetik Uzmanı Doç. Dr. Taha Bahsi ise kanserin genetik boyutuna dikkat çekerek, “Sebebi ne olursa olsun kanser, genetik bir hastalıktır. Ancak bu, her kanserin kalıtsal olduğu anlamına gelmez. Kansere neden olan genetik değişiklikler, yaşam boyunca oluşabilir veya bir önceki kuşaktan miras kalabilir. Kanserlerin yaklaşık yüzde 10 ila 20’si, genetik miras yoluyla aktarılan mutasyonlardan kaynaklanıyor” dedi.

Bahsi, önümüzdeki 20-30 yıl içinde kanserin küresel bir krize dönüşmesinin beklendiğini belirterek, “Mevcut tedavilerle bu durumla başa çıkmak zorlaşacaktır. Bu nedenle kanser ortaya çıkmadan riskli bireyleri belirlemek ve erken tanı stratejilerini geliştirmek hayati önem taşıyor. Türkiye, kanser tanı ve tedavisinde büyük ilerleme kaydetti ve yurt dışından da pek çok hasta tedavi için Türkiye’yi tercih ediyor. Ancak erken tanı ve genetik testlerin yaygınlaşması için daha fazla çalışma yapılmalı” dedi.