TBMM Genel Kurulu’nda partilerin grup başkanvekilleri söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni Yol Grup Başkanvekili Bülent Kaya, uyuşturucuyla mücadele için çalışmalar yaptıklarını belirterek, “23 yıl içinde bu konuda atılmış önemli adımlar olmakla birlikte bugün uyuştucu kullanma yaşının çocuklarda 9’a, uyuşturucudan ölme yaşlarının 13’e kadar düştüğü bir ülkede alarm zillerinin çaldığını kabul etmemiz gerekiyor” dedi.

Kaya, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına ilişkin ise “Uluslararası hukuka aykırı terörist saldırıları devam ediyor. Batılı devletler kendileri için hak gördükleri kitle imha silahlarını ve nükleer silahları söz konusu başkaları olunca adeta bir savaş sebebi olarak görebiliyor. Bu hususta İsrail her türlü kınamayı hakediyor ama buradan birilerine tavsiyem ABD Başkanı Trump’la ilgili dillerini ve ellerini korkak alıştırmasınlar. Trump da en az İsrail kadar işbirlikçidir” ifadelerine yer verdi.

“MADEM İKLİM VE ÇEVRE SİZİN İÇİN ÖNEMLİ NEDEN ZEYTİNLERİ KESİYORSUNUZ?”

Kaya, iklim kanunu teklifine ilişkin ise “Yine dün akşam gökten gelen bir kararla iklim yasasının yeniden gündeme alındığını öğrendik. Bunu nasıl daha fazla müzakere etmek için geri çektiyseniz bu iki buçuk aylık süreç içerisinde muhalefetle herhangi bir çalışma yapmadınız. Kamuoyunu tatmin etmeye yönelik herhangi bir çalışma yapmadınız, komisyon da toplanmadı. Biz iki buçuk ayı sadece heba etmiş olduk. Bu TBMM, sizin canınızın istediği zaman kanun getirip istediği zaman çekip sonra getireceğiniz bir yer değil” dedi. Kaya, iklim yasasının içeriğine de tepki göstererek, “Bu kanuna emisyon ticaret sistemi ile başlamak demek sizin derdinizin aslında iklimle mücadele olmadığının, her şeyin ucunun bir şekilde paraya dokunduğunun bir işaretidir. Tam da iklim yasasını görüşmeye aldığınız dönemde zeytinlik alanlarda 400 bin hektarlık alandaki zeytinlerin taşınması, ormanların madenlere açılması düzenlemeleri de buradan geçirmeye çalışıyorsunuz. O zaman derler ki madem iklim, çevre sizin için önemli bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.”

“TURİZM KAN AĞLARKEN TURİZM BAKANI TEKNESİYLE YUNANİSTAN’DA KEYİF ÇATIYOR”

İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise geçen hafta TBMM Genel Kurulu’nda DEM Parti Mardin Milletvekili George Aslan’ın “Ermeni soykırımı” konuşmasına tepki göstererek, konuşmacıya üç birleşime katılmama ve tutanaklardan konuşmasının çıkartılması talebini yineledi. Çömez şunları söyledi:

“Meclis çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir soykırımcı olarak suçlanmasını reddediyoruz. Bunun çok önemli uluslararası yansımaları olacaktır. Biz Türk Dışişleri Bakanlığı olarak dünya çapında atılan bu iftiraların önüne geçmek için her türlü gayreti gösterirken bizim kendi parlamentomuzun çatısı altında böyle bir iftiranın yapılıyor olması kabul edilemez. Yaptığımız temaslarla pek çok parti Genel Başkanı ve Meclis Başkanı ile görüştük ve o konuşmaların ilerleyen dönemde Türkiye’nin aleyhine pek çok olumsuz sonuçlar doğurma ihtimaline karşılık tutanaklardan çıkartılması için müracatlarımızı yaptık.”

Çömez, “Turizm hakikaten can çekişiyor. 2025 yılının ilk çeyreğindeki verilere baktığımızda şu anda sektörün 521 milyar liralık borcunun olduğunu görüyoruz. Bunun 418 milyar lirası otellere ait. Yani oteller çok ciddi bir borç batağı içerisinde ve takipteki kredi borcu miktarı 5,8 milyar lira. Sektör kan ağlıyor ve ne yazık ki bu sene ağırlıklı olarak güney illerimizdeki otellerin doluluğu yüzde 30’lar civarında. Korkarım önümüzdeki dönemde sanayiyi etkileyen bu yüksek faiz düşük kur politikası turizm sektöründe de çok ciddi sonuçlar doğuracaktır. Dün itibarıyla bin 324 turistik tesisin satışa çıktığını gördüm. Çok ciddi bir rakamdan bahsediyoruz” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Yunanistan’a gitmesine de tepki gösteren Çömez, “Turizm kan ağlarken Turizm Bakanı 1,5 milyar liralık lüks teknesiyle Yunanistan’da keyif çatıyor. Bu siyasal anlayış ‘biz kimsesizlerin kimsesiyiz’ diyerek iktidara gelmişti. Bunlar fakir sofralarında diz çökerek iktidara gelmişlerdi bugün bu iktidarın bakanı yatının jakuzisinde keyif yapıyor” ifadelerine yer verdi.

“OLMAYAN ÖRGÜTÜN AVUKATI NİTELEMESİYLE AVUKATLARI DA İÇERİYE ATIYORSUNUZ”

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, “Bundan altı yıl önce Ekrem İmamoğlu belediye seçimlerini 800 bin farkla kazanmıştı. 31 Mart 2019’da sizi yendik, 13 bin farkla yendik ’13 bin farkla seçim mi kazanılırmış dediniz sonra ‘çaldınız’ dediniz 6 Mayıs’ta verilmiş mazbatayı iptal ettiniz. Sonra seçim yenilendi ve  fark 13 binden 807 bine çıktı. Bu size bir aklılanma fırsatı sunmadı. Bu sefer İstanbul’da Ekrem İmamoğlu size bir milyon fark attı. 19 Mart darbesiyle Ekrem İmamoğlu’nu hapse attınız. Bu demokrasi tarihinin ayıbıdır” dedi.

Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasına tepki gösteren Günaydın, “Olmayan örgütün avukatı nitelemesiyle avukatları da içeriye atıyorsunuz bu yalnızca sizin ayıbınız değil Türkiye demokrasisinin ayıbı olarak tarihe geçiyor. 70’den fazla baro, TBB Başkanlığı’nda toplanıyor Çağlayan Adliyesi’nden İstanbul Barosu’na yürüyüş yapmaya çalışıyor. Bu kitabı biliyorsunuz değil mi Anayasa bu. Onun 34. maddesine göre herkes izin almadan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına sahiptir diyor. Burada İstanbul Valisinin canı isterse yürüyüşü iptal eder diyor mu” ifadeleriyle tepki gösterdi.

Günaydın konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Gazetecileri, avukatları tutuklayarak bu ülkeyi yönetemezsiniz. Bu memleketin direnci ve inancı her geçen gün artıyor. Son olarak anti emperyalist nutuklar atan Recep Tayyip Erdoğan 22 saat evvel bir tweet paylaştı. ‘İsrail e destekçileri’ diyor. Kim bunlar? Adını bile anamadığınız İsrail’in destekçileri kim? ABD, Trump bile diyemiyorsunuz. Bu, Türkiye’nin dış politika alanında geldiği mış gibi yapma politikasının son açık göstergesidir. Buradan biz Amerika’yı, Trump’ı, Gazze’yi cehenneme çevirenleri kınıyoruz. Onları kınayamayanları da kınıyoruz.”

“BU ÜLKENİN HAKİMLERİ DE SAVCILARI DA GÖREVLERİNİ YAPACAKLARDIR”

AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta ise “30’u aşkın etkin pişmanlıktan yararlanarak seçilmiş iBB Başkanı’nın yaptığı işleri anlatanların olduğunu hatırlatmak isterim. Bunların hepsi yargı sürecinde zamanı geldiğinde değerlendirilecek ve cezası neyse alacaktır. İnsan bir kere de olsa şu şüpheden bahsetmez mi, varsa bir suçu gereken yapılsın demeyenlerin kalkıp bu ülkede akıllanmaktan ve uslanmaktan bahsetmesini anlamıyorum. Kendileri haftada bir Silivri’ye gidip ne yapacaklarının talimatlarını hala bir kişiden alıyorlar. CHP’yi bu noktaya getiren bu anlayışı da kınıyoruz. Yere göğe sığdıramadıkları eski Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu hakkında da söylenenleri de cesurca çıkıp savunamadıkları için kendi siyasetlerine bu ülkeyi feda etmesinler. Bu ülkenin hakimleri de savcıları da görevlerini yapacaklardır” dedi.

“BUNLARI UNUTTUK MU SANIYORSUNUZ?”

Usta’ya yanıt veren Gökhan Günaydın ise “23 bin hakim savcının 17- 18 binini de yeni aldınız. O cübbelerin hepsine düğme, cep ve rozet diktiniz ve yargıyı araçsallaştırdınız. Türkiye’de siyasetin finansmanının tarihini siz yazdınız. Ne Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin dünyada ünlü rüşvet skandallarına yönelik partiniz ve iktidarınız döneminde hiçbir adım atmadınız. 17- 25 Aralık döneminde ayakkabı kutularıyla size gelen paralar, evlerdeki günlerce sıfırlayamadığınız paralar ve rezidansların 20 küsuruncu katlarında çıkan para sayma makinaları için hiçbir soruşturma yapılmadı. Bunları unuttuk mu sanıyorsunuz” ifadelerini kullandı.