Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2025 10:45
İskoçya’daki Glasgow Üniversitesi’nden bilim insanları, non-invaziv yani vücuda müdahale etmeden yapılan beyin görüntülemelerinde çığır açabilecek bir teknik geliştirdi. Geliştirilen bu yeni yöntemle, ışık ilk kez bir insan kafasının bir tarafından girip diğer tarafından başarıyla çıktı.
Günümüzde beyni taşınabilir ve uygun maliyetli şekilde izlemek için kullanılan en iyi yöntem, yakın kızılötesi spektroskopi (fNIRS). Ancak bu teknik ışığı yalnızca birkaç santimetre derine gönderebiliyor; bu da beynin derin kısımlarını incelemek için hâlâ büyük ve pahalı MRI cihazlarının kullanımını gerektiriyor.
Yeni çalışmada araştırmacılar, fNIRS yöntemini geliştirerek bu sınırı aşmayı başardı. Işık kaynağının gücünü güvenli sınırlar içinde artıran ekip, aynı zamanda ışığı toplayan sistemin hassasiyetini de yükseltti. Sonuçta sadece az sayıda foton kafatasını tamamen geçebilse de, bu tür bir geçişin mümkün olduğu ilk kez kanıtlandı.
SADECE BİR KİŞİDE İŞE YARADI
Tekniğin şu an için birçok sınırlaması var. Araştırma yalnızca sekiz katılımcı üzerinde denendi ve başarıya yalnızca bir kişide – açık tenli ve kel bir erkekte – ulaşıldı. Uygulama, özel bir donanım ve yaklaşık 30 dakikalık uzun bir tarama süresi gerektiriyor.
Araştırmacılar bu kısıtlamaların farkında olduklarını, ancak asıl amaçlarının ışığın insan kafasının içinden geçebileceğini göstermek olduğunu söylüyor.
Bilim insanları, gerçek deneylerden elde ettikleri verileri detaylı 3B kafa taramalarına dayanan bilgisayar modelleriyle karşılaştırdı. Sonuçlar neredeyse birebir örtüştü. Bu da yöntemin geçerliliğini destekleyen önemli bir adım olarak görülüyor.
IŞIK RASTGELE DEĞİL, TERCİHLİ YOLLAR İZLİYOR
Araştırma sırasında dikkat çeken bir diğer önemli bulgu da, ışığın kafatası içinden rastgele değil, belirli yolları izleyerek geçtiği oldu. Özellikle beyin omurilik sıvısı gibi daha saydam bölgelerden geçerken ışık daha az saçılıyor. Bu bilgi, ileride beyin taramalarının daha hedefli yapılmasını sağlayabilir.
Yöntem şu anda pratik kullanımdan uzak olsa da, uzun vadede felç, beyin travmaları ve tümörlerin daha erişilebilir şekilde taranmasına kapı aralayabilir.
Glasgow Üniversitesi ekibi, bu yöntemin gelecekte taşınabilir, ucuz ve daha erişilebilir beyin görüntüleme teknolojileri için önemli bir temel oluşturabileceğini söylüyor: “Non-invaziv ışık tabanlı beyin görüntüleme teknikleri, taşınabilir EEG cihazlarıyla pahalı fMRI sistemleri arasındaki teknoloji boşluğunu doldurma potansiyeline sahip.”
Henüz yalnızca küçük bir adım atılmış olsa da, beynin içine ışık tutabilmek bilim dünyasında uzun zamandır hedeflenen bir devrimdi. Bu teknik, gelecekte birçok hastalığın tanısında devrim yaratabilir.