On binlerce kişinin feryatlar ederek öldüğü bir depremle ilgili espri yapabilir misiniz? Cevabınız muhtemelen “Hayır” olacaktır. Aşağıda Pazarcık depreminden sonra insanlarımızın nasıl espri yaptıklarını göreceğiz. Önce travmalara bakalım.
TRAVMA
Tüm canlılar zaman zaman fiziksel ve duygusal açıdan darbe alırlar, yaralanırlar, şoka girerler. Trafik kazaları, deprem, yangın gibi doğal afetlere maruz kalma, savaş ortamında bulunma, saldırıya, tecavüze uğrama travma yaratan durumlardandır. Travmaya uğrayan kişiler sürekli kaygı, panik atak sergileyebilirler, kâbus görebilirler, zihinleri sürekli travmayla meşgul olur, yaşam kaliteleri düşer, depresif duygular edinebilirler. Travma sonrası rastlanan tepkilerden bir tanesi de kişinin olayı tekrar tekrar yaşamasıdır. “Flashback” adı verilen bu durumda kişi travmatik olayı sadece hatırlamaz, adeta o andaymış gibi tekrar tekrar yaşar.
Travmalarla nasıl baş edilebileceği konusunda işlevsel psikoterapi teknikleri vardır. Bazıları bir ruh sağlığı uzmanına başvurmadan kendi kendilerine travmanın verdiği stresle başa çıkmaya çalışır. Söz konusu stres zamanla azalabilir ancak bir uzmandan destek alındığında hem rahatlama süresi kısalacak hem de yaşam kalitesi düşmeyecektir.
ÇOCUKLARDA TRAVMAYLA BAŞ ETME
Çocuklar deprem, yangın gibi travmalarla karşılaştıklarında aynen yetişkinlerin verdikleri tepkileri verirler. Ancak kendi kendilerine bırakıldıklarında hızla travmayla baş etme davranışları sergilerler. Örneğin depremden ya da yangından yaklaşık bir hafta sonra depremin, yangının resmini çizerler, az sonra da depremle yangınla ilgili oyunlar oynarlar. Bu durum onların travmanın yarattığı stresten bir ölçüde kurtulmalarını sağlar. Çünkü korktukları şeylerin rolüne girmek çocuklara iyi gelir. Kediden korkan bir çocuk kedi rolüne girip “Pıh” diyerek başkalarını korkutmaya çalışır.
Kendi hallerine bırakılan çocuklar resim yaparak, oyun oynayarak kendilerini bir ölçüde sağaltabilirler, ancak buna güvenmemek, önemli travmalara uğrayan çocukları oyun terapisi almaları için konunun uzmanı psikologlara götürmek gerekir.
YETİŞKİNLERDE TRAVMAYLA BAŞ ETME
Uğradıkları travma sonrasında yetişkinler birbirleriyle konuşarak, çeşitli inanç sistemlerinde travmayı anlamlandırmaya çalışarak stresleriyle baş etmeye gayret ederler. Bence yetişkinlerin bir travmayla baş etmeye başladıklarının en önemli göstergesi konuyla ilgili espri yapmalarıdır. Travmasıyla ilgili espri yapan yetişkin bir ölçüde stresiyle başa çıkmaya başlamış demektir.
Pazarcık depreminden sonra deprem geçiren şehirlere, kasabalara defalarca gittim. Başlangıçta insanlar derin bir korku, kaygı, karamsarlık içindeydiler. Yılmazlık (rezilyıns) sergileyebilen yoktu. Deprem bölgesine gidip gelmeye devam ettikçe, depremden sekiz ay kadar sonra deprem bölgesindeki depremzedelerin, henüz hepsi kalkmamış enkazlar arasında şöyle dediklerini duydum: “Naci görür, biz göremeyiz.”
Bu cümle özeleştiriydi, trajikomikti, beni derinden etkiledi. Evet Naci Hoca görmüştü, bizler görememiştik, başından beri önlem almamıştık, o bölgeye kepçeleri yığmamıştık, deprem çantası hazırlamamıştık.
KÜLTÜRÜMÜZDE ESPRİ
Travma sonrası espri yapmak sadece bize özgü değil başka kültürlerde de var. Sovyetler, Macaristan’ı işgal ettiklerinde Macar kardeşlerimiz “Sovyet tankları Macaristan’da ne arıyor” diye soruyorlardı, sonra da “Kendilerini Macaristan’a davet eden kişiyi arıyorlar” diye cevap veriyorlardı.
Tüm kültürler yaralarını sarmada espriden yararlanıyor olabilirler fakat Türk kültürü, Nasrettin Hoca’da doruğa ulaşan mizah anlayışıyla bu konuda çok önemli bir konuma sahiptir.
Nasrettin Hoca nüktelerini yapmış somut bir kişi yoktur, aslında hepsi anonimdir. Dedelerimiz ve ninelerimiz Nasrettin Hoca fıkralarını üretmişler, Urumçi’den Balkanlar’a kadar adım adım yaymışlardır. Anadolu’ya büyük hasar veren Timur işgalinden sonra Anadolu halkı Nasrettin Hoca’nın ağzından Timur Beg’e taşlamalar yöneltmişlerdir.
Erzurum fıkraları, Temel fıkraları, Nasrettin Hoca kültürünün bir parçasıdır. Tüm fıkralar, travma sonrasında üretilen espriler eğlendirici olmanın yanı sıra tedavi edici özelliğe de sahiptir.