AKP tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan “bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi”, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine izin verilmesinin önünü açarken kamuoyunda ve muhalefette büyük tepkiye yol açtı. Teklifte, “kamu yararı” gerekçesiyle zeytin ağaçlarının taşınması ya da kesilmesi öngörülüyor. Ayrıca kaçak yapılmış enerji tesislerine af niteliğinde düzenlemeler yer alıyor. Toplam 21 maddeden oluşan torba teklif, yalnızca zeytinlikleri değil; ormanları, meraları, sulak alanları, sit bölgelerini, kıyıları ve koruma altındaki birçok alanı da kapsayan geniş düzenlemeler içeriyor. Yeni düzenlemeye göre, ruhsat verilmeden önce ilgili kurumlardan görüş alınacak ancak üç ay içinde cevap verilmemesi durumunda izin verilmiş sayılacak. Ayrıca ormanlık alanlarda madencilik faaliyetleri için 24 aya kadar bedelsiz izin verilebilecek, bu süre 12 ay daha uzatılabilecek. Teklife göre, ÇED işlemleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülecek ve süreci olumlu yönde tamamlamayan kurumların görüşü “olumlu” kabul edilecek. İzin veren kurumlar ise daha sonra ÇED sürecinde olumsuz görüş veremeyecek.
ADEM: BU TEKLİF DOĞAYA KARŞI AÇILMIŞ BİR SAVAŞ
CHP Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, “Bu teklif yalnızca bir yasal düzenleme değil; ormana, zeytinliğe, suya, toprağa karşı açılmış organize bir saldırı planıdır. Savaş sadece sınırın ötesinde değil; bu ülkenin içinde” ifadelerini kullandı. Adem, teklifin amacının doğal varlıkları “stratejik yatırım” adı altında yağmalamak, hukuki denetimi ortadan kaldırmak ve halkın söz hakkını yok saymak olduğunu vurgulayarak “Bu yasa teklifi; zeytinliklerimizi, ormanlarımızı, meralarımızı, kıyılarımızı ve su kaynaklarımızı bir avuç yandaş müteahhide teslim etmek amacıyla hazırlanmıştır. Yaşamı savunmak, bugün bu yasaya karşı çıkmakla mümkündür” dedi.
ZEYTİNCİLERDEN İTİRAZ
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK), Konsey Başkanı Dr. Mustafa Tan, şimdiye kadar zeytinlik alanlarının imara, sanayiye ve madene açılmasına yönelik 10 ayrı girişimin olduğunu hatırlatarak bu girişimlerin gerek Meclis komisyonları gerekse yargı kararlarıyla engellendiğini vurguladı. Tan, “Zeytin; bu toprakların ortak değeridir, siyasetin ve partilerin üstünde bir kültürel ve ekonomik varlıktır. Toplumsal ve sosyal değeri büyüktür.” dedi. “Bugün 11. kez aynı tehditle karşı karşıyayız. Ancak yine Meclisimizin bu girişime geçit vermeyeceğine inancımız tam” ifadelerini kullandı.
ZEYTİN ÜRETİMİNE YAPAY ZEKÂ İLE TAKİP
Diğer yandan Yaşar Üniversitesi’nin Madagaskar, Fildişi Sahili, Haiti ve Dominik Cumhuriyeti gibi ülkelerdeki üniversitelerle işbirliği kapsamında yürüttüğü DEEPFARM Projesi kapsamında İzmir Zeytincilik Araştırma Enstitüsü iştiraki ile zeytin üretimi özelinde bir kullanım senaryosu geliştirildi. Yaşar Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Yaprak gözlemi, dijital görüntü işleme, sensör verisi analizi gibi uygulamalarla öğrenciler yalnızca bir projeye değil, geleceğin tarımına hazırlanıyor. Bu projede yer almak bizim için sadece akademik değil, aynı zamanda etik ve çevresel bir sorumluluk. Bu çalışmalarla aynı zamanda sürdürülebilirliğe, gıda güvenliğine ve tarımın dijital dönüşümüne katkı sunuyoruz” dedi.