Boğaziçi Üniversitesi’nde görev süreci uzatılmayan Dr. R. Nazlı Somel için mahkemeden çıkan yürütmeyi durdurma kararı, üniversite yönetiminin keyfi uygulamalarını bir kez daha gözler önüne serdi. Mahkeme, Somel’in yeniden atanmamasına ilişkin işlemin “açıkça hukuka aykırı” olduğuna hükmetti. Kararda, üniversite yönetiminin takdir yetkisini mevzuata aykırı kullandığı, akademik değerlendirmede nesnel kriterlerin dışına çıkıldığı belirtildi. Kararı Cumhuriyet’e değerlendiren Somel, “Şu anda kendimi daha çok Boğaziçili hissediyorum. Kamucu ve laik eğitimi savunmaya, öğretmeye devam edeceğim” dedi.
‘HUKUK VURGUSU’
Eğitim-İş Sendikası avukatı Burak Sabuncu, kararın yalnızca bir kişinin işine iade edilmesinden öte, kamu yönetiminde hukuk ilkesinin yeniden hatırlatılması anlamı taşıdığını vurguladı.
Sabuncu şöyle konuştu: “Bu karar aslında tüm idareler bakımından geçerli nitelikte olmak üzere temel bir ilkeye işaret etmektedir. Bir hukuk devletinde idareler, ‘yetkimiz vardı, yaptık’ anlayışıyla keyfi hareket edemez. Takdir yetkileri olsa dahi bunu gereklilik, ölçülülük, kamu yararına uygunluk gibi esaslar doğrultusunda kullanmak zorundadırlar. Umarız bu karar, Boğaziçi direnişi sürecinde mağdur edilen tüm kamu emekçileri açısından da dikkate alınır.”
‘DAHA DA GÜÇLENDİRDİ’
Dr. Nazlı Somel ise bu sürecin hem kişisel hem akademik olarak kendisini daha da güçlendirdiğini ifade etti. “Sözleşmemin uzatılmayarak Boğaziçi Üniversitesi’ndeki görevime son verilmesi aşamalı bir süreç oldu” diyen Somel, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Önce bir yıl uzatılan sözleşmemle atamayükseltme yönetmeliğindeki üç yıl kuralı askıya alındı. Ardından bu bir yıl içinde değiştirilen yeni ölçütlere göre değerlendirilmeye çalışıldım. Buna rağmen, mevcut yönetimin atadığı dekanlıkça kurulan dış jüri beklenenin aksine olumlu görüş bildirdi. İşler burada karıştı. Üniversitenin mahkemeye sunduğu savunmadan öğrendik ki bu kez ikinci bir jüri oluşturulmuş ve olumsuz karar alınmış. Yürütmeyi durdurma kararının gerekçeleri arasında tam da bu ikinci jürinin keyfi değerlendirmeleri yer aldı.”
‘MÜCADELE BİTMEDİ!’
“Bu dönemi dışarıdan izlemek bana çok şey kattı” diyen Somel, “Döneceğimden emindim. Bu yüzden derslerimde yeni neler yapabilirim diye düşünmek, okumak için bol vaktim oldu. Öğrencilerimle bağlarım güçlendi. Şu anda kendimi daha çok Boğaziçili hissediyorum. Mücadelenin bitmediği, daha güçlü başladığı süreç benim için. Kamucu ve laik eğitimi savunmaya, öğretmeye devam edeceğim” ifadelerini kullandı. Kararın kesin nitelikte olması nedeniyle Boğaziçi’nin itiraz hakkı yok.
