AKP iktidarının
‘Sağlıkta Dönüşüm’
adı altında başlattığı
sistemde, bugün geldiğimiz
noktada kamu hastaneleri
yıkılıyor, açılan
“hasta garantili”
şehir hastaneleri,
şehirden uzak
ve insanların
gitmeye
alıştığı kamu
hastanelerinin verdiği
yararı sağlamıyor. Tıbbın
hangi alanında olursa
olsun sağlık emekçilerini
iş bırakmaya yöneltecek
sorunlar yaşanıyor ve
yurttaşların sorunları
günden güne artıyor.
Yurttaş
randevu bulamıyor. Hekim
kendilerine tanınan sürede
yurttaşı tedavi edemiyor.
Sağlık emekçileri bayramları
olan bugünü bile seslerinin
duyulması için iş bırakma
eylemi yaparak geçiriyor.
TÜKENMİŞLİK SENDROMU
Bu çerçevede sağlık meslek
örgütlerinin genel başkanları
14 Mart Tıp Bayramı
mesajlarını Cumhuriyet ile
paylaştı.
– Türk Tabipleri Birliği
(TTB) Merkez Konseyi
Başkanı Prof. Dr. Alpay
Azap: “Son yıllarda
şehir hastanelerinin
yaygınlaştırılmasıyla
birlikte merkezi konumda
olan kamu hastaneleri
kapatılmış, hastalar
şehir merkezlerinden
uzak hastanelere
yönlendirilmiştir. Bu durum
özellikle yaşlılar, kronik
hastalar ve düşük gelir
grupları için sağlık hizmetine
erişimi zorlaştırmaktadır.
Uzun çalışma saatleri ve
yetersiz dinlenme süreleri
tükenmişlik sendromuna
neden olmakta, hekim
maaşları, Avrupa ülkeleriyle
kıyaslandığında düşük
seviyelerde kalmaktadır.
Sağlık çalışanlarına
yönelik şiddet olayları, son
yıllarda giderek artmışır.
Yapılan araştırmalar, sağlık
çalışanlarının yüzde 80’inin
meslek hayatı boyunca en
az bir kez şiddete uğradığını
göstermektedir. Son yıllarda
sağlık çalışanlarının
yurtdışına göç etme oranı
artmıştır. TTB verilerine
göre, yalnızca 2023’te 2
bin 500’den fazla doktor
yurtdışına gitmek için belge
almıştır.
14 Mart,
Türkiye’de
modern tıp
eğitiminin
başladığı gün
olarak kabul
edilir ve sağlık
çalışanları için Tıp Bayramı
olarak kutlanır. Ancak
özellikle son yıllarda sağlık
sisteminde yaşanan çalışma
koşulları, özlük hakları,
sağlıkta şiddet ve beyin göçü
gibi ciddi sorunlar nedeniyle,
bugün sağlık çalışanları
için bir kutlamadan çok
hak arayışlarının dile
getirildiği bir platforma
dönüşmüştür. Başka bir
sağlık sistemi kurmak
mümkündür. Hekimlerin ve
sağlık çalışanlarının çalışma
koşulları iyileştirilmeli, hasta
başına düşen muayene süresi
artırılmalı, nitelikli hizmet
verilmesi sağlanmalıdır.
Nöbet sayıları azaltılmalıdır.
Uzman ve pratisyen hekimler
için adil ve sürdürülebilir
bir maaş sistemi
oluşturulmalıdır. Beyin
göçünü önlemek için özlük
hakları iyileştirilmelidir.
Eğitim ve kariyer olanakları
artırılmalı, yurtdışındaki
çalışma koşullarıyla
rekabet edebilecek fırsatlar
sunulmalıdır. Şehir
hastaneleri modeli yerine
bölgesel kamu hastaneleri
güçlendirilmelidir.
Hekimlerin sadece hasta
sayısına dayalı performans
değerlendirme sisteminden
çıkarılması gerekmektedir.
Eğer sağlık çalışanlarının
hakları korunursa,
mesleklerini güvenli, onurlu
ve huzurlu bir şekilde
yapmaları sağlanırsa 14 Mart
gerçekten bir bayram olur.”
GENEL SAĞLIK-İŞ GENEL BAŞKANI
DR. DERYA UĞUR:
DR. DERYA UĞUR:
“SIYASI iktidar sağlık
emekçilerine yönelik
‘Giderlerse gitsinler’
söyleminden, ‘gidin onların
yakasına yapışın’ diye hedef
göstermelerinden ve sağlık
sistemindeki erozyonun
sorumlusu olarak sağlıkçıları
gösterip halkla bizleri karşı
karşıya getirmelerinin sonucu
neredeyse her gün sağlıkta
şiddet haberiyle sarsılıyoruz.
Azmettirici nitelikteki
resmi söylemler derhal
son bulmalıdır. Savaşlarda
bile saldırılmayan sağlık
hizmetinin verildiği tüm
yapılar hastalar ve emekçiler
için güvenli hale getirilmeli,
olay yerine dönüşmemelidir.
Sağlık ve
sosyal hizmet
emekçilerine
yapılan
tüm ödeme
modellerinden vazgeçilip
en düşüğü yoksulluk
sınırı üzerinde; emekliliğe
yansıtılarak tek kalemde
ödenmelidir. Sağlık
çalışanlarının emeklerini
her fırsatta yücelten ulu
önderimiz Mustafa Kemal
Atatürk’ün kurduğu
Cumhuriyete yakışan sağlık
sistemini inşa etmenin
yolu, birlikte mücadeleden
geçmektedir. Tüm sağlık
emekçilerinin 14 Mart Tıp
Bayramı’nı kutluyorum.”
SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI EŞ GENEL BAŞKANI NAZAN KARACABEY:
“Her fırsatta
yenilendiği söylenen
sağlık sistemi
giderek emekçileri
köleleştirmektedir.
Koruyucu değil
tedavi edici sağlığa
aktarılan bütçe
payları, hızla artan özel
hastane sayıları katkı
katılım paylarına yapılan
zamlar, genetik hastalıklar
ve kanser gibi pek çok ilaca
erişimin kur farkına bağlı
olarak kısıtlanması sağlık
sistemini hızla sektörleşmeye
taşırken sağlığa erişimin
önünde hayati sorunlar
oluşturmaktadır.
Yenidoğan çetesinin
ortaya çıkması tam
da bu ticarileşme
ve yozlaşmanın
sonucu değil midir?
Sağlıklı kalmaya değil
hastalığa yatırım
yapan bu sağlık sistemi sağlık
emekçileri sayesinde ayakta
durmaktadır. Pandemide
cilası dökülen sağlık sistemi
enkaz altında kalmıştır. Bizi
hasta ederek sermayeyi
beslenen sağlık sistemi
değil, hasta etmeyen bir
sağlık sistemi için alanlarda
buluşalım.
GENÇ SAĞLIK SENDİKASI
GENEL BAŞKANI OSMAN KAYA:
GENEL BAŞKANI OSMAN KAYA:
“SAĞLIK çalışanları, en zorlu
koşullarda bile fedakârlıkla
görev yaparak, insan yaşamını
her şeyin üstünde tutan bir
anlayışla hizmet etmektedir.
Ancak ne yazık ki bu
fedakârlıklar çoğu zaman hak
ettiği karşılığı bulmamakta,
sağlık çalışanlarımız
yıpranmaktadır. Sağlık
çalışanla-rımızın can
güvenliği
olmadan
kaliteli sağlık
hizmeti
sunulamaz.
Hastaneler, şiddetin kol
gezdiği yerler olmamalıdır.
Bu konuda etkili yasal
düzenlemeler yapılmalı
ve uygulamada taviz
verilmemelidir.
HÜRRİYET SAĞLIK SENDİKASI
GENEL BAŞKANI ERDOĞAN ÇAKMAK:
GENEL BAŞKANI ERDOĞAN ÇAKMAK:
“İyileştirmek için çalışan,
buna karşın darp ve küfür
edilen başka meslek
yok. Sağlık çalışanlarının
yüzde 99’u isteyerek işe
gelmiyor. Sağlıkta şiddete
sıfır tolerans diyoruz.
Sağlık bakanının istifa
etmesi önemli değil. Fikir
değişmediği sürece
bir şey
değişmiyor.
Bakanın ya
da bakan
yardımcısının
sahadan gelen biri olması
lazım. İnsan sağlığını
kaybederse her şeyini
kaybeder. Sağlık tasarruf
edilecek alan değil.”